Yüzünde yüzyıllık gölgeler taşıyan kadın, bu izleri her vakit bir adama mı borçludur? Bu izler, gizemli tapınak muamelesi gören kadın cinselliğinin keşif yolculuklarını mı anlatır her zaman? Yoksa her kadın -eğer isterse- bedenini keşfetme coşkusunu armağan edeceği erkeği gizliden gizliye seçer mi? Haberi bile olmaksızın seçilen erkek bu utkuyu neye borçludur? Dört kadının örtüştürerek paylaştıkları ve ortak tarih olarak var ettikleri geçmişlerinin, bugünlerini ipotek altına alması ne kadar adil? Kurban haline gelen bedenler hangi tarihsel suçun bedelini ödüyor? Meltem Arıkan, anlattığı insanları edebiyatın olanaklarını yaratıcı biçimde kullanarak bilindik kılıyor.Kadınlara ağırlıklanmış kadın öyküsü değil anlattığı; Jungien bakışla kadındaki erkeğe ayna tutarken aynanın içinden erkekteki kadına dair çok net fotoğrafların yansımasına katkıda bulunuyor.Bir entrika var mı? Hele kadının katkısı olduğu entrika, öldürücü türden! Kadını ‘entrika’ haline getiren erkek beceriksizliğine ait ‘arkeolojik bir kazı’ diyorsanız, bu kitap iyi bir rehber! Altta yatanı zedelemeden ‘ilk haliyle’ gün yüzüne çıkarırken, kazıya başladığınızda, bugünün ışığıyla dünün gerçeğine ulaşmak ayrı bir coşku haline geliveriyor. Bu kazı için özel aygıtlara gereksiniminiz yok. İlk sayfayı çevirin yeter.
Kitapta dört ana kahraman var; dört kadın, dördü de iş hayatında başarılı bir yerlere gelmişler fakat irdelenen iç yaşamlarında geldikleri-gelemedikleri yerler. Bence ‘Yeter tenimi acıtmayın’da ana tema insanların büyük çoğunluğunda geçmişinden gelen bir travması vardır ve bu travmayı keşfedip, kabullenip, nasıl başedebileceğidir.Bu konu kitapta dört farklı kadın üzerinden anlatılmaya çalışılmıştır.
Aşırı feminizm içeren bir kitap olup kesinlikle her kitaplıkta bulunması gereken bir kitap olduğuna inanıyorum. Anlatımı akıcı ve reel konular içeren bir kitap. Kitapta bulduğum tek yanlış yorumsa bir bölümde geçen kadının erkekten üstün olduğunu anlatan kromozon yapılarından bahseden kısımdır. İyi okumalar…
kitabın ana kahramanı olan dört kadın , yardımcı olmak istedikleri kadınları edremit civarındaki evlerine davet ederler. daha önceki hayatlarında çeşitli şekillerde cinsel istismara uğramış bu kadınlara psikolojik açıdan destek vermeyi kendilerine amaç edinmiş bu dört kadının hikayesini hayretle okuyacaksınız…
Yazar, roman boyunca ‘keşif’i ve onun tek tanımı olduğuna inandığı özgürlüğü işliyor. Kadınların varoluş sorunlarının sadece kendilerine ait özel bir durum olmadığını anlatan kitap için psikiyatr-yazar Yıldırım B. Doğan: “Yüzünde yüzyıllık gölgeler taşıyan kadın, bu izleri her vakit bir adama mı borçludur? Bu izler gizemli tapınak muamelesi gören kadın cinselliğinin keşif yolculuklarını mı anlatır her zaman? Yoksa her kadın-eğer isterse bedenini keşfetme coşkusunu armağan edeceği erkeği gizliden gizliye seçer mi? (…) Kadını ‘entrika’ haline getiren erkek beceriksizliğine ait ‘arkeolojik bir kazı’ diyorsanız, bu kitap iyi bir rehber!(…)” diyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kitapta dört ana kahraman var; dört kadın, dördü de iş hayatında başarılı bir yerlere gelmişler fakat irdelenen iç yaşamlarında geldikleri-gelemedikleri yerler. Bence ‘Yeter tenimi acıtmayın’da ana tema insanların büyük çoğunluğunda geçmişinden gelen bir travması vardır ve bu travmayı keşfedip, kabullenip, nasıl başedebileceğidir.Bu konu kitapta dört farklı kadın üzerinden anlatılmaya çalışılmıştır.
Çok etkili, kadınların yaşadığı travmalar, olaylardan etkilenişleri ve sonra ayağa kalkmalarını çok güzel anlatmış.
Aşırı feminizm içeren bir kitap olup kesinlikle her kitaplıkta bulunması gereken bir kitap olduğuna inanıyorum. Anlatımı akıcı ve reel konular içeren bir kitap. Kitapta bulduğum tek yanlış yorumsa bir bölümde geçen kadının erkekten üstün olduğunu anlatan kromozon yapılarından bahseden kısımdır. İyi okumalar…
kitabın ana kahramanı olan dört kadın , yardımcı olmak istedikleri kadınları edremit civarındaki evlerine davet ederler. daha önceki hayatlarında çeşitli şekillerde cinsel istismara uğramış bu kadınlara psikolojik açıdan destek vermeyi kendilerine amaç edinmiş bu dört kadının hikayesini hayretle okuyacaksınız…
Yazar, roman boyunca ‘keşif’i ve onun tek tanımı olduğuna inandığı özgürlüğü işliyor. Kadınların varoluş sorunlarının sadece kendilerine ait özel bir durum olmadığını anlatan kitap için psikiyatr-yazar Yıldırım B. Doğan: “Yüzünde yüzyıllık gölgeler taşıyan kadın, bu izleri her vakit bir adama mı borçludur? Bu izler gizemli tapınak muamelesi gören kadın cinselliğinin keşif yolculuklarını mı anlatır her zaman? Yoksa her kadın-eğer isterse bedenini keşfetme coşkusunu armağan edeceği erkeği gizliden gizliye seçer mi? (…) Kadını ‘entrika’ haline getiren erkek beceriksizliğine ait ‘arkeolojik bir kazı’ diyorsanız, bu kitap iyi bir rehber!(…)” diyor.