Bu kitap birbirini tamamlayan, kadın ve aşkı farklı yönleriyle ele alan iki romandan oluşmuştur.İki kitap olan Langeais Düşesi, kadın ruhunun, kadının ve erkeğin aşkla bakışındaki farklılıkların çapraşık bir manzarasını gözler önüne serer.Balzac, Langeais Düşesi'ni çağın ünlü bestecisi Franz Liszt'e armağan ederken, bu romanı belkide ateşli bir aşkın baş döndürücü, içli. Acı ezgilerine benzettiğini belirtmek istemişti.Kitabın sonunda karşılaşılan sürpriz ise, bir çok eleştirmene göre, bu hikayenin ünlü ressam Delacroix'e ithaf edilme sebebidir.
Balzac romanlarını okumak bir keyif.Altın gözlü kızın ilk sayfalarını dönüp dönüp okudum.O dönem Paris insanlarının,100 yıldan fazla bir zaman sonra İstanbul insanlarına benzemesi.Sadece işçiler için barlar yerinekahvehaneler var.İstanbul’un üst sınıfları bugün o günün Parisinden farklı olarak gizli eğleniyor.Orta sınıfacımasız bir şekilde her şeyi tüketiyor.Ve bol bol ağlıyor.Elbette Balzac’ın Paris halkıyla,İstanbul halkı aynı demiyorum.Benzer.
Son kitap gercekten etkileyici bir sekilde sona etmekte. Katniss’in kitap ortalarindaki etkisiz hali sizi sonunda sasirtabilir. Kitap sonuna doğru iyice merak uyandırmakta ve sonunda iste bizim Katniss diyeceğiniz bir son olmuş. Eline saglık Suzanne Collins. Cok teşekkürler kitap yurdu bu kitabı bize okuma imkanı sunduğunuz için. Akıcı, surukleyici farklı bir hayatla orgulenmis serinin okunması tavsiyesiyle…
Bu kitapta Onüçler romanının 2. ve 3. bölümleri, yani Langeais Düşesi ile Altın Gözlü Kız mevcut. Normalde Balzac’ın dahiyâne betimlemelerini çok severim, fakat Altın Gözlü Kız’ın ilk yirmi sayfasındaki Paris insanlarının anlatımında bayağı sıkıldım. Ne yazıkki “Yeter konuya gelelim” dedirtiyor. Ama hikâye (roman demeye bin şahit ister, yaklaşık 90 sayfa olduğu için) bayağı sürükleyici. Balzac kişilerinden dandylerin şâhı Henri de Marsay’ı tanıyan Balzac okurları, bu zatın baş kahramanlığını yaptığı Altın Gözlü Kız’dan hoşnut kalacaklardır.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yanlış kitap seçmişim Balzac okumak için. Ama çok da kötü değildi, okunulabilir.
Biraz diğerlerine göre etkili bulamadım.
Balzac romanlarını okumak bir keyif.Altın gözlü kızın ilk sayfalarını dönüp dönüp okudum.O dönem Paris insanlarının,100 yıldan fazla bir zaman sonra İstanbul insanlarına benzemesi.Sadece işçiler için barlar yerinekahvehaneler var.İstanbul’un üst sınıfları bugün o günün Parisinden farklı olarak gizli eğleniyor.Orta sınıfacımasız bir şekilde her şeyi tüketiyor.Ve bol bol ağlıyor.Elbette Balzac’ın Paris halkıyla,İstanbul halkı aynı demiyorum.Benzer.
Son kitap gercekten etkileyici bir sekilde sona etmekte. Katniss’in kitap ortalarindaki etkisiz hali sizi sonunda sasirtabilir. Kitap sonuna doğru iyice merak uyandırmakta ve sonunda iste bizim Katniss diyeceğiniz bir son olmuş. Eline saglık Suzanne Collins. Cok teşekkürler kitap yurdu bu kitabı bize okuma imkanı sunduğunuz için. Akıcı, surukleyici farklı bir hayatla orgulenmis serinin okunması tavsiyesiyle…
Bu kitapta Onüçler romanının 2. ve 3. bölümleri, yani Langeais Düşesi ile Altın Gözlü Kız mevcut. Normalde Balzac’ın dahiyâne betimlemelerini çok severim, fakat Altın Gözlü Kız’ın ilk yirmi sayfasındaki Paris insanlarının anlatımında bayağı sıkıldım. Ne yazıkki “Yeter konuya gelelim” dedirtiyor. Ama hikâye (roman demeye bin şahit ister, yaklaşık 90 sayfa olduğu için) bayağı sürükleyici. Balzac kişilerinden dandylerin şâhı Henri de Marsay’ı tanıyan Balzac okurları, bu zatın baş kahramanlığını yaptığı Altın Gözlü Kız’dan hoşnut kalacaklardır.