Öyle bilgiler vardır ki, insan bunlara sahip olduğu halde yaşamını nasıl sürdürebildiğine hayret eder. Sonra, başka insanlar da bu bilgilere sahip olduğu halde, dünyanın nasıl böyle dönmeyi sürdürdüğüne şaşırır. Ama mesele kısmen de bu bilgilerin yaygın dolaşıma girmiyor olmasında değil midir zaten? Gazetelerin manşetlerine, televizyon ana haber bültenlerine girmeyen bilgilerdir bunlar. Oysa insan yaşamının en derin bağışlanması en zor acılarına dairdirler. İnsanların beden ve ruh bütünlükllerine saldırılara, yaşamdan koparılmalarına, günlük hayatta sahip oldukları en sıradan şeylerin bile ellerinden alınıvermesine, insan ve vatandaş olarak haklarım dedikleri her şeyin beyhudeliğini anlamalarına yol açan ezici, devasa bir sistemin işlemesini sağlayan çarkların yol açtığı deneyimlerdir.
Çeşitli yazarların -ki bu yazarlar hapisanede yaşadıklarını kitaplaştırmışlar- cezaevi anıları üzerinden yapılmış muhteşem yorumlar ve denemeler. Bu fiyata alınabililecek bu kadar engin bir kitap daha var mıdır bilmiyorum.
İnsanların kişisel hakları her zaman ve tüm dünyada her yönetim tarafından bir şekidle sınırlandırılmış ya da hakka sahip olan insanlar bu hakları gasp edildiği için bu haklarından faydalanamamıştır. Hatta ne kadar ilginçtir ki bir insan olarak ya da bir vatandaş olarak bir kısım haklarımız olduğunu bilir ancak bu hakları bir türlü alamayız da.Hatta hatta bu hakları adalet sistemi içerisinde almaya kalksak da bunda başarılı olamayız. Bunun en bariz örneği acaba İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ nin türban hakkında verdiği kararlar değilmidir. Hastanelerde, okullarda, sosyal çevrede ve kamusal alanlarda bir şekilde hep haklarımız gasp edilir ve bizler hep susmayı yeğleriz, hatta öyle bir susuştur ki bu bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti ile bir gün aynı yılan tarafından sokulmaya neden olan bir susuştur. Bu suskunluk ve suskunluklar karşısında kendini insanların hakkını gasp etme hürriyetine sahip kimseler olarak gören insanların sesleri de daha fazla çıkar hep. Oysa bizler insan olarak, vatandaş olarak, seçmen olarak, kadınlar-erkekler-gaylar ve lezbiyenler olarak, çeşitli fraksiyonlardan ve siyasal görüşlerden insanlar olarak bir kısım haklara sahibizdir ama haklarımız hep gasp edilir. sebebi haklarımızı yeterince bilmememizden de değil bizzat bu hakların gasp edilmesinden kaynaklanmaktadır. Haklarımızı gasp edenler ise bu cesareti nereden almaktadır, bunu ilk önce kendimize sormamızda da fayda vardır. Eğer bizlerin hakları bir şekidle gasp ediliyorsa bunun nedeni öncelikle zaten bizleriz, suçu öncelikle kendimizde aramalıyız. Haklar ve hukuk sadece belirli bir zümra insan için geçerli değildir. Haklarınızı almak istiyorsanız, öncelikle bu hakları bilen ve başkalarının haklarına da saygı duyan bir nesil yetiştirmemiz gerekmektedir. Aksi halde bizden sonra da haklarımızı gasp eden insanlar ve hakları gasp edilen insanlar olmaya devam edecektir.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Çeşitli yazarların -ki bu yazarlar hapisanede yaşadıklarını kitaplaştırmışlar- cezaevi anıları üzerinden yapılmış muhteşem yorumlar ve denemeler. Bu fiyata alınabililecek bu kadar engin bir kitap daha var mıdır bilmiyorum.
İnsanların kişisel hakları her zaman ve tüm dünyada her yönetim tarafından bir şekidle sınırlandırılmış ya da hakka sahip olan insanlar bu hakları gasp edildiği için bu haklarından faydalanamamıştır. Hatta ne kadar ilginçtir ki bir insan olarak ya da bir vatandaş olarak bir kısım haklarımız olduğunu bilir ancak bu hakları bir türlü alamayız da.Hatta hatta bu hakları adalet sistemi içerisinde almaya kalksak da bunda başarılı olamayız. Bunun en bariz örneği acaba İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ nin türban hakkında verdiği kararlar değilmidir. Hastanelerde, okullarda, sosyal çevrede ve kamusal alanlarda bir şekilde hep haklarımız gasp edilir ve bizler hep susmayı yeğleriz, hatta öyle bir susuştur ki bu bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti ile bir gün aynı yılan tarafından sokulmaya neden olan bir susuştur. Bu suskunluk ve suskunluklar karşısında kendini insanların hakkını gasp etme hürriyetine sahip kimseler olarak gören insanların sesleri de daha fazla çıkar hep. Oysa bizler insan olarak, vatandaş olarak, seçmen olarak, kadınlar-erkekler-gaylar ve lezbiyenler olarak, çeşitli fraksiyonlardan ve siyasal görüşlerden insanlar olarak bir kısım haklara sahibizdir ama haklarımız hep gasp edilir. sebebi haklarımızı yeterince bilmememizden de değil bizzat bu hakların gasp edilmesinden kaynaklanmaktadır. Haklarımızı gasp edenler ise bu cesareti nereden almaktadır, bunu ilk önce kendimize sormamızda da fayda vardır. Eğer bizlerin hakları bir şekidle gasp ediliyorsa bunun nedeni öncelikle zaten bizleriz, suçu öncelikle kendimizde aramalıyız. Haklar ve hukuk sadece belirli bir zümra insan için geçerli değildir. Haklarınızı almak istiyorsanız, öncelikle bu hakları bilen ve başkalarının haklarına da saygı duyan bir nesil yetiştirmemiz gerekmektedir. Aksi halde bizden sonra da haklarımızı gasp eden insanlar ve hakları gasp edilen insanlar olmaya devam edecektir.