Oysa Orta Asya; dün boz yeleli atlar üstünde koca bir dünyaya meydan okuyan büyük bozkır Fatihlerinin yurdu, step Kahramanlarının er meydanı bugün, bir kere ayağa kalkmıştır. Bu geniş topraklar üzerinde, Orta Asya Tür!! varlığını ebediyetlere kadar götürecek olan Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan hatta Tacikistan gibi, büyük "Türk Devletleri" kurulmuştur.Oysa İslam Dini, bu büyük kültür ve medeniyet, değil Orta Asya, belki Anadolu ve bütün Balkanlarda dahil Adriyatik kıyılarından Çin Seddine kadar bütün dünya Türklüğünün müşterek tarih, kültür medeniyetimiz, hulasa millet varlığımızın oturduğu müşterek bir zemine ve bir "maya" olmuştur.İşte Türkler Nasıl Müslüman Oldu? sorusuna cevap vermeden Müslüman Türkü ve onun alın yazısını okumamız mümkün değildir.
Tarihi buhara kitabından çok alıntı yapmış. ayrıca türklerle ilgili hadisve bazı rivayetlerin çoğu asılsız. mesela peygamberin türklere tebliğ için mektup gönderdiği yazıyor ama tarihi kaynaklarda bulamadım. hamidullahın peygamperin or
Maalesef bir tarih kitabı olmaktan çok uzak . Gerçekçi bir yaklaşımdan çok , bir Arap hayranlığı görülüyor . Bu da Türk bir okucuda olumsuz intiba oluşturuyor.
Türklerin İslam ile ilk tanışmaları biraz talihsiz bir başlangıç ile olur. 705 Yılında Bağdat valisi Yusuf b. Haccac’ın komutanı Kuteybe, Mavera’ün Nehr’i aşarak Horasan bölgesine (Aşağı Türkistan) girerek burada yerleşik hayata geçmiş, ticaret ve sanat ile meşgul olan sivil ve çoğunluğu Türk halkına saldırısıyla başlar. Amacı İslam’ı yaymak felan değil, İpek Yolu üzerindeki bu zenginleşmiş yerleşim bölgelerini yağmalamaktır. Buradaki zenginliği duyan yağma peşindeki çapulcu grubu da Kuteybe’nin yağmacı ordusuna katılır. Öyle ki kılıç, kalkan gibi savaş malzemelerinin fiyatları bu sıralarda ikiye, üçe katlanmıştır. Kitabın giriş bölümü bu bilgilerden oluşmaktadır. Yazar hocamızın cümlelerinde milliyetçi bir eda da kendini hissettirmektedir ancak bununla birlikte yer yer kafa karışıklığı yaşadığı da hissedilmektedir. Zira bugünkü IŞİD’ten farksız bu Emevi ordusunun komutanı Kuteybe’ye pek çok yerde Emevi’lerin Değerli komutanı diyebilmektedir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Tarihi buhara kitabından çok alıntı yapmış. ayrıca türklerle ilgili hadisve bazı rivayetlerin çoğu asılsız. mesela peygamberin türklere tebliğ için mektup gönderdiği yazıyor ama tarihi kaynaklarda bulamadım. hamidullahın peygamperin or
Tarihi yönü daha ağır basan ve bu yönüyle hayli doyurucu bir çalışma.
Eser alanında atıf yapılması gereken bir eser.
Maalesef bir tarih kitabı olmaktan çok uzak . Gerçekçi bir yaklaşımdan çok , bir Arap hayranlığı görülüyor . Bu da Türk bir okucuda olumsuz intiba oluşturuyor.
Türklerin İslam ile ilk tanışmaları biraz talihsiz bir başlangıç ile olur. 705 Yılında Bağdat valisi Yusuf b. Haccac’ın komutanı Kuteybe, Mavera’ün Nehr’i aşarak Horasan bölgesine (Aşağı Türkistan) girerek burada yerleşik hayata geçmiş, ticaret ve sanat ile meşgul olan sivil ve çoğunluğu Türk halkına saldırısıyla başlar. Amacı İslam’ı yaymak felan değil, İpek Yolu üzerindeki bu zenginleşmiş yerleşim bölgelerini yağmalamaktır. Buradaki zenginliği duyan yağma peşindeki çapulcu grubu da Kuteybe’nin yağmacı ordusuna katılır. Öyle ki kılıç, kalkan gibi savaş malzemelerinin fiyatları bu sıralarda ikiye, üçe katlanmıştır. Kitabın giriş bölümü bu bilgilerden oluşmaktadır. Yazar hocamızın cümlelerinde milliyetçi bir eda da kendini hissettirmektedir ancak bununla birlikte yer yer kafa karışıklığı yaşadığı da hissedilmektedir. Zira bugünkü IŞİD’ten farksız bu Emevi ordusunun komutanı Kuteybe’ye pek çok yerde Emevi’lerin Değerli komutanı diyebilmektedir.