İttihat – Terakki’nin Sorgulanması Ve Yargılanması
ISBN: 9789754100297
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 656
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi: 1. Hm. Kağıt
Boyut: 13.5 x 19.5 cm
Tanıtım Bülteni
-Meclis-i Mebusan Tahkikatı-Teşkilat-ı Mahsusa-Ermeni Tehcirinin İçyüzü-Divan-ı Harb-i Örfi MuhakemesiBirinci bölümde I. Cihan Harbi'ne girişten ve yenilgiden sorumlu tutulan İtthatçı kabine üyelerinin, Meclis-i Mebusan 5. Şubesindeki sorgulama zabıtları mevcuttur. II. Bölümde ise İttihat Terakki fırkasının diğer önderlerinin Divan-ı Harb-i Örfi Mahkemesi'ndeki yargılama zabıtları verilmektedir."..Zabıtlar incelenirse Beşinci Şube'nin 44 üyesi hiç bir zaman tam kadro tahkikatta bulunmamışlardır. Katılanlar 20-25 kişi arasındadır. Önerge sahibi olan Komisyon üyesi Divaniye Mebusu Fuad Bey ise, ifadeler tamamlanmak üzere iken, 19 Aralık 1918'de vefat etmiştir. Komisyon üyeleri arasında en çok soru soran ve karşısındakileri sıkıştıran iki kişi dikkati çekmektedir. Bunlardan birisi Kudüs-ü Şerif mebusu olan Ragıb Neşaşibi ey'dir..."
Bilindiği üzere, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi İmzalanmış, 1 Kasım 1918’de İttihat Terakki delegeleri olağanüstü toplanarak takip eden günlerde yapılacakları konuşmuşlar, kendileri için tehlike arz edecek belgelerin yok edilmesi bu toplantıda görüşülmüş, partinin feshedilerek Teceddüd adlı yeni bir parti kurulmasına karar verilmiş ve sıradan parti belge ve varlıkları bu yeni partiye devredilmişti. İttihat Terakki’nin aldığı bir de gizli kararlar vardı, 10 kişilik tepe kadro dışından bu gizli kararlardan diğerlerinin haberi yoktu. Bunlar Enver, Cemal, Talat paşalar ile İstanbul Polis Müdürü Azmi ve Vali Bahattin Şakir’in yurt dışına kaçışlarıydı. Nitekim ertesi gece 2 Kasım 1918’de bu 5 kişi bir Alman denizaltısı ile gizlice yurdu terk ettiler.Bu arada Meclis, savaş şartlarından çıkılmasıyla birlikte 10 Ekim 1918’de tekrar çalışmaya başlamıştı. İttihatçı liderlerin kaçışları ortaya çıkınca Meclis de çetin kavgalara sahne olmuştu. Özellikle azınlıklara mensup mebuslar işgalcilerden aldıkları güvenle daha bir pervasız hareket etmeye başlamışlar bu da mecliste gerilimlere neden olmuştu.Bu gerilimler yaşanırken Bağdat Mebusu Fuat Bey bir önerge verir. Bu önergeye göre Meclis içinde bir soruşturma komisyonu kurulması ve İttihatçı kabinenin sorgulanması istenmektedir. Önerge kabul edilir ve 5. Şube adıyla bir komisyon kurulur. İşte bu komisyon yurt içinde kalan İttihatçı kabineyi sorgulamaya başlar ve 9 Kasım 1918’de sadrazam Said Halim Paşa ile işe başlanır 19 Aralık 1918 de İaşe Nazırı Kara Kemal ile sona erer. Özellikle Sait Halim Paşa ile Cavit Beyin ifadeleri çok kapsamlıdır. Savaşa nasıl girildiğini anlamak için bu kişilerin ifadelerini dikkatle okumak önemlidir.İlginçtir komisyonda görev alan üyelerin pek çoğu da ittihatçıdır. Ancak bunlar bürokrasi ve ordu kademesinde bulunan 2. Derece ittihatçılardır ve lider kadroya pek de sıcak bakmamaktadırlar. Nitekim sorgulamada kabine üyelerini sordukları sorularla en çok sıkıştıracak olan Şemsettin Günaltay’dır. Kabine üyelerinin sorgulama sırasındaki açıklamalarını ibretle okuyacağınıza eminim.Fakat gelin görün ki, sorgulamaların netice vermesine fırsat verilmemiş ve 21 Aralık 1918 tarihli oturumda İttihatçı üyelerin çoğunluğundan faydalanılarak meclis feshedilmişti. Böylece ülke 1 yıl 22 gün sürecek Meclis’siz döneme girecekti, çünkü Meclis’in bir sonraki açılışı 12 Ocak 1920 de gerçekleşecekti.Meclisin bu şekilde feshedilmesi üzerine devreye İngilizler girerler ve 30 Ocak 1919’dan itibaren İttihatçılar ile ilgili ilk tutuklamalar başlar. Tutuklananlar (bugün İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak kullanılan) Bekirağa bölüğüne konulur. Bu arada Diyarbakır Valisi Dr. Reşit bir fırsatını bulup kaçmayı başarır ancak bir sokakta kıstırılır. Dr. Reşit Ermeni tehcirinde olan rolü nedeniyle suçlu bulunup idam edilmekten çekinmektedir, kaybedeceği bir şey yoktur, silahını çeker ve orada intihar eder. (Bu arada Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı adlı romanı da bu noktadan itibaren başlar) Padişah Vahdettin tutuklamalara biraz mesafeli durmaya başlar, bazı kararnameleri anayasaya aykırı bulduğu için geri çevirir. Bunun üzerine İngilizler kontrolü iyice eline alır ve Sadrazam Tevfik paşayı azlettirerek yerine Damat Ferit’i sadrazam yaparlar ve Damat Ferit tam bir İttihatçı avcısıdır. İttihatçıların kökünü kazıma konusunda herkesle işbirliğine hazırdır. Böylece tutuklamaların ikinci evresi 10 Mart 1919’da başlar. Bu tutuklamaların arkasından Divan-ı Harbi Örfi kurulur ve bazıları idamla sonuçlanan İttihatçıların asıl yargılama süreci böyle başlar. Mahkumiyet kararı verilenler ise Malta adasına götürülür.Kitap bu sürece giden aşamaları ve kabine üyelerinin ifadelerini içeriyor. İttihat Terakki erkanını ve Osmanlı’nın savaşa nasıl sürüklendiğini anlamak için bu kitap yeterlidir. Bu konularda yazılan pek çok kitabın kaynağını da zaten buradaki ifadeler oluşturuyor. Kitaba tek eleştirim yazıların güncelleştirilerek basılmaması, dönemin Türkçesi ile basılmış olmasıdır. Burada yazılanları bu kelimeler ile günümüz neslinin anlaması imkansızdır. Bundan sonraki baskılarda bu hususlar dikkate alınırsa kitabın daha geniş kitlelere ulaşmasına imkan sağlanmış olur.
bu ittihat ve terakkiyi en iyi yargılayacak olan tarihtir. onların yaptıklartını yahudiler bilke yapmadı bize. yazıklar ve lanetler ola onlara ki bizi ne hallere düşürdüler de nüfusumuzun yarısını telef ettik de öyle kurtardık kendimizi. Çalışmayı eksik buldum ama temas ettiği konuçok güzel. tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Bilindiği üzere, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi İmzalanmış, 1 Kasım 1918’de İttihat Terakki delegeleri olağanüstü toplanarak takip eden günlerde yapılacakları konuşmuşlar, kendileri için tehlike arz edecek belgelerin yok edilmesi bu toplantıda görüşülmüş, partinin feshedilerek Teceddüd adlı yeni bir parti kurulmasına karar verilmiş ve sıradan parti belge ve varlıkları bu yeni partiye devredilmişti. İttihat Terakki’nin aldığı bir de gizli kararlar vardı, 10 kişilik tepe kadro dışından bu gizli kararlardan diğerlerinin haberi yoktu. Bunlar Enver, Cemal, Talat paşalar ile İstanbul Polis Müdürü Azmi ve Vali Bahattin Şakir’in yurt dışına kaçışlarıydı. Nitekim ertesi gece 2 Kasım 1918’de bu 5 kişi bir Alman denizaltısı ile gizlice yurdu terk ettiler.Bu arada Meclis, savaş şartlarından çıkılmasıyla birlikte 10 Ekim 1918’de tekrar çalışmaya başlamıştı. İttihatçı liderlerin kaçışları ortaya çıkınca Meclis de çetin kavgalara sahne olmuştu. Özellikle azınlıklara mensup mebuslar işgalcilerden aldıkları güvenle daha bir pervasız hareket etmeye başlamışlar bu da mecliste gerilimlere neden olmuştu.Bu gerilimler yaşanırken Bağdat Mebusu Fuat Bey bir önerge verir. Bu önergeye göre Meclis içinde bir soruşturma komisyonu kurulması ve İttihatçı kabinenin sorgulanması istenmektedir. Önerge kabul edilir ve 5. Şube adıyla bir komisyon kurulur. İşte bu komisyon yurt içinde kalan İttihatçı kabineyi sorgulamaya başlar ve 9 Kasım 1918’de sadrazam Said Halim Paşa ile işe başlanır 19 Aralık 1918 de İaşe Nazırı Kara Kemal ile sona erer. Özellikle Sait Halim Paşa ile Cavit Beyin ifadeleri çok kapsamlıdır. Savaşa nasıl girildiğini anlamak için bu kişilerin ifadelerini dikkatle okumak önemlidir.İlginçtir komisyonda görev alan üyelerin pek çoğu da ittihatçıdır. Ancak bunlar bürokrasi ve ordu kademesinde bulunan 2. Derece ittihatçılardır ve lider kadroya pek de sıcak bakmamaktadırlar. Nitekim sorgulamada kabine üyelerini sordukları sorularla en çok sıkıştıracak olan Şemsettin Günaltay’dır. Kabine üyelerinin sorgulama sırasındaki açıklamalarını ibretle okuyacağınıza eminim.Fakat gelin görün ki, sorgulamaların netice vermesine fırsat verilmemiş ve 21 Aralık 1918 tarihli oturumda İttihatçı üyelerin çoğunluğundan faydalanılarak meclis feshedilmişti. Böylece ülke 1 yıl 22 gün sürecek Meclis’siz döneme girecekti, çünkü Meclis’in bir sonraki açılışı 12 Ocak 1920 de gerçekleşecekti.Meclisin bu şekilde feshedilmesi üzerine devreye İngilizler girerler ve 30 Ocak 1919’dan itibaren İttihatçılar ile ilgili ilk tutuklamalar başlar. Tutuklananlar (bugün İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi olarak kullanılan) Bekirağa bölüğüne konulur. Bu arada Diyarbakır Valisi Dr. Reşit bir fırsatını bulup kaçmayı başarır ancak bir sokakta kıstırılır. Dr. Reşit Ermeni tehcirinde olan rolü nedeniyle suçlu bulunup idam edilmekten çekinmektedir, kaybedeceği bir şey yoktur, silahını çeker ve orada intihar eder. (Bu arada Kemal Tahir’in Yorgun Savaşçı adlı romanı da bu noktadan itibaren başlar) Padişah Vahdettin tutuklamalara biraz mesafeli durmaya başlar, bazı kararnameleri anayasaya aykırı bulduğu için geri çevirir. Bunun üzerine İngilizler kontrolü iyice eline alır ve Sadrazam Tevfik paşayı azlettirerek yerine Damat Ferit’i sadrazam yaparlar ve Damat Ferit tam bir İttihatçı avcısıdır. İttihatçıların kökünü kazıma konusunda herkesle işbirliğine hazırdır. Böylece tutuklamaların ikinci evresi 10 Mart 1919’da başlar. Bu tutuklamaların arkasından Divan-ı Harbi Örfi kurulur ve bazıları idamla sonuçlanan İttihatçıların asıl yargılama süreci böyle başlar. Mahkumiyet kararı verilenler ise Malta adasına götürülür.Kitap bu sürece giden aşamaları ve kabine üyelerinin ifadelerini içeriyor. İttihat Terakki erkanını ve Osmanlı’nın savaşa nasıl sürüklendiğini anlamak için bu kitap yeterlidir. Bu konularda yazılan pek çok kitabın kaynağını da zaten buradaki ifadeler oluşturuyor. Kitaba tek eleştirim yazıların güncelleştirilerek basılmaması, dönemin Türkçesi ile basılmış olmasıdır. Burada yazılanları bu kelimeler ile günümüz neslinin anlaması imkansızdır. Bundan sonraki baskılarda bu hususlar dikkate alınırsa kitabın daha geniş kitlelere ulaşmasına imkan sağlanmış olur.
ittihat ve terakki abdulahmit i düşürdü ve devleti bu hale yıkılma eşiğine getirdi.. hatasını anladı ama iş işten geçti
bu ittihat ve terakkiyi en iyi yargılayacak olan tarihtir. onların yaptıklartını yahudiler bilke yapmadı bize. yazıklar ve lanetler ola onlara ki bizi ne hallere düşürdüler de nüfusumuzun yarısını telef ettik de öyle kurtardık kendimizi. Çalışmayı eksik buldum ama temas ettiği konuçok güzel. tavsiye ederim.