Dünyaca ünlü Bizans uzmanı Profesör Demirel, İstanbul'daki Deniz Müzesi'nde sıra dışı bir keşfe imza atar: Bir belge, 15. yüzyılın ortalarında İstanbul'u fetheden Osmanlılardan kaçırılan hazinenin uzağa götürülmediği, Boğaz'ın derinliklerinde yattığı tezini doğrular niteliktedir.Bu da, yabancı yatırımcıların planlanan köprünün inşasında her şeyden önce denizde kazı yapma haklarını elde etmek için çabalamalarına açıklık getirmektedir. Ama Demirel'in kısa bir süre sonra boğazı kesilmiş bir şekilde bulunmasıyla akıl sır ermeyen cinayetler serisi başlıyor.Kurbanlardan birinin bir Japon olduğunun ortaya çıkması üzerine, Berlin'deki Japon Bilimci ve Türk dostu Eugen Meunier, sıra dışı bir Türk-Alman diyaloğunun bulunduğu bu görevi üstlenir. Kitaptaki olaylar Almanya, Türkiye ve Japonya’da geçmektedir. Japon’ların ilginç adetleri romana ilave bir çekicilik katıyor.
Jürgen Ebertowski ilk defa bu kitap sayesinde okuduğum bir yazar ama bir kitabı daha var okumam gereken . Bu kitapta yazar tarihi dokunun dünyada en iyi olduğu İstanbul ve İstanbul bogazı üzerinde yoğunlaşarak tarihi eser kaçakçılığını işleyen bir hikaye yazmasına rağmen sık sık aikido dan bahsetmekte isede fcilli olarak değil de daha çok eğitim ve antreman olarak aikidoyu hikayeyi tamamlıyan bir öge gibi kullanmış. Nekadarda Japon yada yakuza ile köşe kapmaca bölümleri biraz yavan gelsede sahilde güneşlenirken çok sıkılmadan okunacak birkitap olmaktan öteye geçemiyor bence türk yazarlarının çok daha sağlam polisiye kitaplarına okuyabilir ve daha tat alabilinir.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Jürgen Ebertowski ilk defa bu kitap sayesinde okuduğum bir yazar ama bir kitabı daha var okumam gereken . Bu kitapta yazar tarihi dokunun dünyada en iyi olduğu İstanbul ve İstanbul bogazı üzerinde yoğunlaşarak tarihi eser kaçakçılığını işleyen bir hikaye yazmasına rağmen sık sık aikido dan bahsetmekte isede fcilli olarak değil de daha çok eğitim ve antreman olarak aikidoyu hikayeyi tamamlıyan bir öge gibi kullanmış. Nekadarda Japon yada yakuza ile köşe kapmaca bölümleri biraz yavan gelsede sahilde güneşlenirken çok sıkılmadan okunacak birkitap olmaktan öteye geçemiyor bence türk yazarlarının çok daha sağlam polisiye kitaplarına okuyabilir ve daha tat alabilinir.