Osmanlı Ordusu Birinci Dünya Harbi’nde birçok cephede çarpışıyordu. Çanakkale, Galiçya, Kafkasya, Irak cepheleri İmparatorluk halkının kanını emiyor, gençlerini tüketiyor, geleceğini karartıyor ve umutlarını tüketiyordu.Bu ölümcül cephelerin arasında ise Kanal Seferlerini izleyen Filistin, Hicaz ve Suriye tükenişleri ayrı bir yer tutuyor, kahredici bir anlam taşıyordu. Zira İmparatorluk burada uhreviyatını bırakıyor, üç dinin mukaddes saydığı kutsal toprakları, düşman çizmelerineterkediyordu. Bu kitap, Fahreddin Paşa’nın şanlı direnişi çerçevesinde, Hicaz’ın elden çıkışı, Medine’nin düşüşü, Şerif Hüseyin ve oğullarının ihaneti, işbirlikçi Arapların kaypaklığını ve Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü anlatıyor.
Böyle güzel bir konunun böyle basit bir şekilde yazılması beni üzdü gerçekten. Herhangi bir internet adresinden konu ile ilgili daha güzel bilgiler elde edebilirsiniz. Yazar o zamanki ordu komutanları arasındaki telgraf yazışmalarına o kadar yer vermiş ki elinizde sadece telg, verileri var zannediyorsunuz. Yazar konu bütünlüğünü sağlayamamış ve de konunun destansı havasını eserine yansıtamamış.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Konu ile ilgili belgeseli seyrettiğimde beni derinden etkilemişti.
Kitabını da okumak istedim. Konuya ilgi duyanlara tavsiye ederim.
Üzülerek okuduğum bir eser,Medine’nin nasıl savunulduğunu görmek için güzel bir eser
konuyla ilgili daha önce okuduklarıma göre daha detaylı olmuş.. çok güzel bir eser
Muhteşem bir eser kitabın bazı yerlerinde okurken göz yaşlarınızı tutamadığınız noktalar oluyor.kesinlikle herkesin okuması gereken bir eser.
Böyle güzel bir konunun böyle basit bir şekilde yazılması beni üzdü gerçekten. Herhangi bir internet adresinden konu ile ilgili daha güzel bilgiler elde edebilirsiniz. Yazar o zamanki ordu komutanları arasındaki telgraf yazışmalarına o kadar yer vermiş ki elinizde sadece telg, verileri var zannediyorsunuz. Yazar konu bütünlüğünü sağlayamamış ve de konunun destansı havasını eserine yansıtamamış.