Bütün düşündüklerimizi yazabilir, aklımızdan her geçeni söyleyebilir miyiz? Kendimize sakladığımız gizli ve özel dünya, gerçeklerin kaçta kaçının örtüsüdür? Dışımızdaki sansürden söz ederiz de kendi kendimizi sansürü bir türlü bilinçaltından bilince çıkaramayız. Diyen Doğan Hızlan'ın güncelliğini hiç kaybetmeden ve gün geçtikçe değerleri bir kat daha artan denemeleri, sığlaşmanın gittikçe arttığı şu günlerde belki de sığınabileceğimiz en sakin liman konumunda. Ve bu liman aynı zaman da büyük bir kültür okyanusuna açılan belki de tek kapı. İçeri girmek size kalmış.
Hakkında yazılan birkaç yorumda, estet uzmanı, her zaman şık, bakımlı olduğu vurgulanan eleştirmenimizin benim okumalarım açısından şanssız tarafı, onun bu kitabını, Manguel ve Eco gibi hemen her cümlesinde bir iki kitap hakkında değerlendirmeler yapan, okuma ve yazma eyleminin tarihçesinden bahsederken binlerce örnek üzerinde enine boyuna konuşabilen kişilerin eserlerinden sonra okumuş olmamdı belki. Yirmi yıldan fazla bir zaman içerisinde yazdığı yazıların toplamında neredeyse bu yılların sayısı kadar yazardan bahsetmesi, hep aynı isimleri başka başka konu başlıkları altında tekrarlaması, iyi niyetle bakarsanız özensiz yazarlığa, diğer taraftan bakarsanız ihmalkârlık ya da tembelliğe açık bir işaret. Bahsettiği eserler hakkında, içerik ya da biçim açısından gerçek değerlendirme cümleleri okumayı da ummayın sakın. Sadece gerektiği düşünülmüş yerlerde bir iki yazar ve kitabın ismi verilmiş, sonra da eleştirmenimizin anlatmak istediği konuya devam edilmiş. Bu konuda yazar elbette özgürdür. Neyden ne kadar isterse o kadar bahseder. Dileyen okur, dileyen okumaz. Ama eğer kitabınızı bir edebiyat ve sanat eleştirisi kategorisinde yayınlıyorsanız dersinizi biraz daha çalışmalısınız. Allahtan okuma üzerine yazan daha çalışkan yazarlar var da sadece Hızlan gibilere mahkum değiliz.
Televizyondan Doğan Hızlan’ı izliyor musunuz bilmem. O sevecenliği, konusuna hakimiyeti ve edebiyatla her daim içli dışlı oluşu ile ayrı bir yere sahip.Yaptığı her söyleşide ayrı bir ufuk açıcı özelliğe sahip olan Doğan Hızlan’ın bu kitabını da lütfen okuyun. Edebiyat dünyasının sıcaklığını içinizde hissedin…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Hakkında yazılan birkaç yorumda, estet uzmanı, her zaman şık, bakımlı olduğu vurgulanan eleştirmenimizin benim okumalarım açısından şanssız tarafı, onun bu kitabını, Manguel ve Eco gibi hemen her cümlesinde bir iki kitap hakkında değerlendirmeler yapan, okuma ve yazma eyleminin tarihçesinden bahsederken binlerce örnek üzerinde enine boyuna konuşabilen kişilerin eserlerinden sonra okumuş olmamdı belki. Yirmi yıldan fazla bir zaman içerisinde yazdığı yazıların toplamında neredeyse bu yılların sayısı kadar yazardan bahsetmesi, hep aynı isimleri başka başka konu başlıkları altında tekrarlaması, iyi niyetle bakarsanız özensiz yazarlığa, diğer taraftan bakarsanız ihmalkârlık ya da tembelliğe açık bir işaret. Bahsettiği eserler hakkında, içerik ya da biçim açısından gerçek değerlendirme cümleleri okumayı da ummayın sakın. Sadece gerektiği düşünülmüş yerlerde bir iki yazar ve kitabın ismi verilmiş, sonra da eleştirmenimizin anlatmak istediği konuya devam edilmiş. Bu konuda yazar elbette özgürdür. Neyden ne kadar isterse o kadar bahseder. Dileyen okur, dileyen okumaz. Ama eğer kitabınızı bir edebiyat ve sanat eleştirisi kategorisinde yayınlıyorsanız dersinizi biraz daha çalışmalısınız. Allahtan okuma üzerine yazan daha çalışkan yazarlar var da sadece Hızlan gibilere mahkum değiliz.
Televizyondan Doğan Hızlan’ı izliyor musunuz bilmem. O sevecenliği, konusuna hakimiyeti ve edebiyatla her daim içli dışlı oluşu ile ayrı bir yere sahip.Yaptığı her söyleşide ayrı bir ufuk açıcı özelliğe sahip olan Doğan Hızlan’ın bu kitabını da lütfen okuyun. Edebiyat dünyasının sıcaklığını içinizde hissedin…