Tahtadan atları, kurşundan askerleri, lastikten topları, plastikten arabaları, kısaca, parayla satın alınabilen hiçbir oyuncağı olmamış yoksul bir çocuğun öyküsüdür bu öykü. O'nun, çocukluğu boyunca, bir tek oyuncağı oldu: bir horoz; gülibikli bir horoz. Gülibik, o yoksul çocuk için oyuncak olmaktan öte bir şeydi: bir dost, bir arkadaş, bir umuttu. Öyleyse bu öykü o yoksul çocukla Gülibik'in acılarını, umutlarını, arkadaşlıklarını da anlatır. O yoksul çocuk artık büyümüştür. Birçok okulda okumuş, birçok işe girmiş çıkmış, gerekli gereksiz bir yığın bilgiyi, çarpım tablosunu bile öğrenmiş, ama unutmuştur. Bir tek Gülibik'i unutamamıştır; yıllardan beri. Bu öykünün yazarı, öyküsünü, Gülibik'in anısına saygısından, o horozla o yoksul çocuğa, yeryüzündeki tüm horozlarla, yeryüzündeki tüm yoksul çocuklara armağan etmektedir.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
çok güzel bir kitap tavsiyemdir
Türkçe yazılmış en iyi birkaç çocuk kitabından diyebilirim, ciltli edisyonu başka güzel, tavsiye ederim
Çocuk edebiyatının kültlerinden biri. Her çocuk okumalı. Ve her yetişkin okumalı.