Bir gün bir yazarı New York Times’dan ararlar ve Noel günü gazetede yayınlanacak bir hikâye yazmasını isterler. Yazar öneriyi geri çevirmeye çalışırsa da, ısrarlar karşısında kabul etmek zorunda kalır. Ama nasıl yazacaktır? Hem ustaların öyküleriyle boy ölçüşemeyeceğini bilmekte, hem de alışılmış aşırı duygusal Noel öykülerinden nefret etmektedir. Sorununu, bir purocuda tezgâhtarlık yapan Auggie Wren’e açar. Auggie, "Bir Noel hikâyesi mi?" der. "Bütün derdin bu olsun. Bana bir öğle yemeği ısmarla, sana dünyanın en güzel Noel öyküsünü anlatayım." Paul Auster’in bu kısacık öyküsü, gerçekten de alışılmış türden bir öykü değil. Kayıp bir cüzdanı, kör bir kadını ve bir Noel yemeğini anlatıyor. Ama her şeyi altüst ederek. Hırsızlık nedir? Yalan nedir? Gerçek nedir? Auggie Wren’in Noel Hikâyesi, hiç de duygusal olmayan ama okuru derinden etkileyen bir öykü.
Öykü, eğer tüm dünyada bu şekilde kitaplaştırılmış ise belki; ama sadece Can yayınlarını bu öyküyü kitaplaştırıp, piyasaya sürmüşse çok yanlış bir ticari hamle olmuş. Paul Auster’in diğer kitaplarına yakışmayan sıradanlıkta bir öykü. Vasatın vasatı…
Bu küçük kitapta dikkatimi çeken tek cümle “eğer inanan bir tek kişi bile varsa doğru olmayan hikaye yoktur.” olmuştu.. Buna rağmen Paul Auster’ın gerçek ve yalan hakkındaki bakış açısını yansıtan ve okuru bunu düşünmeye iten bir kitap..
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Öykü, eğer tüm dünyada bu şekilde kitaplaştırılmış ise belki; ama sadece Can yayınlarını bu öyküyü kitaplaştırıp, piyasaya sürmüşse çok yanlış bir ticari hamle olmuş. Paul Auster’in diğer kitaplarına yakışmayan sıradanlıkta bir öykü. Vasatın vasatı…
Bu küçük kitapta dikkatimi çeken tek cümle “eğer inanan bir tek kişi bile varsa doğru olmayan hikaye yoktur.” olmuştu.. Buna rağmen Paul Auster’ın gerçek ve yalan hakkındaki bakış açısını yansıtan ve okuru bunu düşünmeye iten bir kitap..