Mahmut Göloğlu’nun okumuş olduğum ilk kitabıdır.Yazar yakın tarih konusunda yapmış olduğu araştırmalarla meşhur bir insandır.Yakın tarih üzerine yazılmış olan bir çok eser,yazarın kitaplarını kaynak olarak kullanmaktadır.Bu kitabı 6 ciltlik bir seri olan yakın tarih çalışmasının da ilk cildidir.Yazarın Trabzonlu olmasından ötürü Trabzon ve Trabzonluları öne çıkarması gözlerden kaçmamaktadır.Aslına bakarsanız;bu yazarı okurken sanki bir ders kitabı okurmuş gibi hissediyorsunuz.Sanki objektif anlamda kaleme alınmış bir tarih değil de sipariş üzerine yazılmış bir tarih hissi uyandırıyor.Erzurum kongresini mümkün olduğu kadar detaylı ve fakat taraflı olarak anlatmaya çalıştığını düşünüyorum.Tarihimiz ve tarihçilerimiz ne zaman bu prangalardan kurtulup da daha iyi eserler verecek diye de merak ediyorum.Yani kendi ayaklarına vurdukları kendi prangalarından.Yazarın bu serisinin ikinci kitabı olan “Sivas kongresi” isimli çalışmasının baş tarafına koyduğu” Genel kurmay başkanlığı tarafından tavsiye edilmiştir” ibaresi de gerçekten çok ilgi çekici.Acaba yazar bu ibare ile ne anlatmak istiyor olabilir ? Yoksa yazdığı kitaba bir meşruiyet kazandırma çabası mıdır ? Malum olduğu üzere Genel kurmay başkanlığının tarih görüşü ve bu konuda durduğu yer milletimize pek yabancı sayılmaz.Bence yazar yanlış bir yerde meşruiyet aramaktadır.Bununla beraber elbette ki kitapta faydalanılacak yerlerde mevcuttur.Fakat unutmayın ki;yazar bir Atatürkçüdür ve okumalarınızı da buna göre yapınız.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
oldukça ayrıntılı değerli bir çalışma
Kaynak olarak gösterilebilecek, ayrıntılı bir kitap.
ERZURUM KONGRESİTARİHİ İLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİLER VAR.
İyi bir şekilde hazırlanan kitap.
Mahmut Göloğlu’nun okumuş olduğum ilk kitabıdır.Yazar yakın tarih konusunda yapmış olduğu araştırmalarla meşhur bir insandır.Yakın tarih üzerine yazılmış olan bir çok eser,yazarın kitaplarını kaynak olarak kullanmaktadır.Bu kitabı 6 ciltlik bir seri olan yakın tarih çalışmasının da ilk cildidir.Yazarın Trabzonlu olmasından ötürü Trabzon ve Trabzonluları öne çıkarması gözlerden kaçmamaktadır.Aslına bakarsanız;bu yazarı okurken sanki bir ders kitabı okurmuş gibi hissediyorsunuz.Sanki objektif anlamda kaleme alınmış bir tarih değil de sipariş üzerine yazılmış bir tarih hissi uyandırıyor.Erzurum kongresini mümkün olduğu kadar detaylı ve fakat taraflı olarak anlatmaya çalıştığını düşünüyorum.Tarihimiz ve tarihçilerimiz ne zaman bu prangalardan kurtulup da daha iyi eserler verecek diye de merak ediyorum.Yani kendi ayaklarına vurdukları kendi prangalarından.Yazarın bu serisinin ikinci kitabı olan “Sivas kongresi” isimli çalışmasının baş tarafına koyduğu” Genel kurmay başkanlığı tarafından tavsiye edilmiştir” ibaresi de gerçekten çok ilgi çekici.Acaba yazar bu ibare ile ne anlatmak istiyor olabilir ? Yoksa yazdığı kitaba bir meşruiyet kazandırma çabası mıdır ? Malum olduğu üzere Genel kurmay başkanlığının tarih görüşü ve bu konuda durduğu yer milletimize pek yabancı sayılmaz.Bence yazar yanlış bir yerde meşruiyet aramaktadır.Bununla beraber elbette ki kitapta faydalanılacak yerlerde mevcuttur.Fakat unutmayın ki;yazar bir Atatürkçüdür ve okumalarınızı da buna göre yapınız.