Primo Levi, 11 Nisan 1987 günü intihar ettiğinde altmış sekiz yaşındaydı. Bir kentsoylu Yahudi olarak iyi eğitim görmüş ve kimyacı olmuştu. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi toplama kamplarına gönderildi. Kendi deyimiyle, talih sonucu, gerçekte ise Alman hükümetinin yok edilmesi gereken tutukluların ortalama ömrünü uzatmaya karar vermesinden sonra hayatta kalabildi. Yahudileri, Çingeneleri ve muhaliflerini toplama kamplarına bir tek amaçla, yok etmek amacıyla toplayan Naziler, kurbanlarına şöyle diyorlardı: Bu savaş nasıl sona ererse ersin, size karşı savaşı biz kazandık; tanıklık etmek için bir tekiniz bile hayatta kalmayacak, ama biriniz kaçmayı başarsa bile dünya onun anlattıklarına inanmayacak. Belki kuşkular, tartışmalar, tarihçilerin araştırmaları olacak, ama kesin bilgiler bulunmayacak, çünkü sizinle birlikte kanıtları da yok edeceğiz... İnsan aklı unutuyor, vicdanlar rahatlıyor, beyinler yıkanıyor. Boğulanlar, Kurtulanlar unutmaya karşı bir kitap. Hele hortlakların dirildiği, her şeyin tersyüz edildiği günümüzde ve büyük bir toplama kampına dönüşmeye aday olan dünyamızda.
Primo Levi büyük acılar yaşamış bir insan. Jean Amery ile ilgili bölümdeki tespitleri ilginç . Kitabın tamamında Primo Levi’nin en büyük korkusu sürekli hissediliyor. Acaba yaşanan bu acılar bir daha yaşanır mı korkusu. Bence bu korku haklı bir korku. Bir daha yaşanabilir bu acılar . Bu acıların yaşanmaması adına elimizden geleni yapmalıyız.
Levi, “Bunlar da mi Insan” adli kitabinda Auschwitz’de gecen gunlerini anlatiyordu. O tuyler urpertici atmosferde birebir yasamis birinin tecrubelerini okumak yeterince agirdi. Levi, ölümünden 1 ay önce tamamladigi “Bogulanlar Kurtulanlar”da ise aradan gecen 40 senenin sonunda yasadiklarinin bir muhakemesini sunuyor bize. Ilk kitapta Auschwitz’de bahsettigi kisilerin savas bittikten sonraki akibetleri hakkinda bilgi veriyor ve Alman toplumuna “sessiz kalislari” nedeniyle elestirilerde bulunuyor. Kitabin son bolumunde ise, Bunlarda mi Insan’in yillar sonra Almanya’da yayimlanmasinin ardindan Alman okuyuculardan gelen bazi mektuplari paylasiyor. Levi okumayi sevdim. Levi’nin kalemini, olaylari kendi suzgecinden gecirirken dusundurduklerini sevdim. Yakin gecmiste yasanan olaylara daha yakindan bakmak ve bu utanci unutmamak adina her iki kitabin da okunmasi gerektigini dusunuyorum.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Toplama kampından kurtulan Primo Levi, bu kitapta yaşadıklarını anlatmış. Anlatımı biraz ağır olabilir.
Primo Levi büyük acılar yaşamış bir insan. Jean Amery ile ilgili bölümdeki tespitleri ilginç . Kitabın tamamında Primo Levi’nin en büyük korkusu sürekli hissediliyor. Acaba yaşanan bu acılar bir daha yaşanır mı korkusu. Bence bu korku haklı bir korku. Bir daha yaşanabilir bu acılar . Bu acıların yaşanmaması adına elimizden geleni yapmalıyız.
oldukça etkileyici okurken tüyleri diken diken bir kitp mutlaka okunmalı
Levi, “Bunlar da mi Insan” adli kitabinda Auschwitz’de gecen gunlerini anlatiyordu. O tuyler urpertici atmosferde birebir yasamis birinin tecrubelerini okumak yeterince agirdi. Levi, ölümünden 1 ay önce tamamladigi “Bogulanlar Kurtulanlar”da ise aradan gecen 40 senenin sonunda yasadiklarinin bir muhakemesini sunuyor bize. Ilk kitapta Auschwitz’de bahsettigi kisilerin savas bittikten sonraki akibetleri hakkinda bilgi veriyor ve Alman toplumuna “sessiz kalislari” nedeniyle elestirilerde bulunuyor. Kitabin son bolumunde ise, Bunlarda mi Insan’in yillar sonra Almanya’da yayimlanmasinin ardindan Alman okuyuculardan gelen bazi mektuplari paylasiyor. Levi okumayi sevdim. Levi’nin kalemini, olaylari kendi suzgecinden gecirirken dusundurduklerini sevdim. Yakin gecmiste yasanan olaylara daha yakindan bakmak ve bu utanci unutmamak adina her iki kitabin da okunmasi gerektigini dusunuyorum.
Güzel bir eser. İç ürpertiyor