Her türlü etnik, dinî, politik ve ulusal ayrılığı aşan, evrensel bir lezzet... Sütlü, karamelli, fındıklı, fıstıklı, bademli çikolatalar... Çikolatalı pastalar, kurabiyeler, dondurmalar, sütler, renk renk paket paket bonbonlar... Küçük büyük demeden milyarlarca insanı peşinden sürükleyen bu büyüleyici tat, çoğu kişi için “mutluluk” kelimesinin de içini dolduruyor. Oysa inanması zor gibi gelse de, çikolatayı hiç tatmamış olanlar da yaşıyor dünyada. Üstelik bizzat çikolatanın hammaddesi kakaoyu üreten insanlar.Carol Off, “dünyanın en baştan çıkarıcı lezzeti”nin karanlık yüzüne yaptığı yolculukta, çikolata pazarının görünmeyenlerini kuvvetli bir insani duyarlılık ve yapmacıklıktan uzak bir gerçeklikle aktarıyor. Fildişi Sahilleri, Belize gibi önde gelen kakao üreticisi ülkelerde yapılan mülakatlar; sektörün lider şirketlerinin ne pahasına olursa olsun çıkarlarını korumak için yaptıkları; çocuk işçiliğini ve sömürüyü ortaya çıkarmak isterken ortadan kaybolan insanlar; hayallerindeki bisikletin peşinde kelimenin bütün anlamlarıyla köle olan çocuklar... Acı Çikolata, kakao çekirdekleri toplayan parçalanmış ellerle, çikolata paketini rahat rahat açan eller arasındaki büyük uçurumun öyküsü, son yıllarda kaleme alınmış en ustaca araştırmalardan birisi...
çikolatanın ‘tatsız’ öyküsü” paranteziyle yayına sunulan carol off adındaki yazarın ilginç kitabı. iletişim yayınlarından çıkan bu kitabın arka kapağından birkaç not düşmek gerekirse: “acı çikolata, kakao çekirdekleri toplayan parçalanmış ellerle,çikolata paketini rahat rahat açan eller arasındaki büyük uçurumun öyküsü, son yıllarda kaleme alınmış en ustaca araştırmalardan birisi…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
çikolatanın ‘tatsız’ öyküsü” paranteziyle yayına sunulan carol off adındaki yazarın ilginç kitabı. iletişim yayınlarından çıkan bu kitabın arka kapağından birkaç not düşmek gerekirse: “acı çikolata, kakao çekirdekleri toplayan parçalanmış ellerle,çikolata paketini rahat rahat açan eller arasındaki büyük uçurumun öyküsü, son yıllarda kaleme alınmış en ustaca araştırmalardan birisi…
80 kuşağının kaçırmaması gereken bir eser sanki her şeyi yeniden yaşıyormuşsunuz gibi 🙂