Kitap, Millet Kütüphanesi’nin müessisi Ali Emîrî Efendi’nin emanetlerini gözü gibi koruyan Mehmet Serhan Tayşi’nin hatıraları, Kütüphane’de geçen uzun seneleri, o senelerde tanışılan insanları, edinilen tecrübeleri anlatıyor… Türkiye’nin geçen yüzyılında İstanbul’un kültür muhitlerinin gündemlerini, önemli şahsiyetlerinin çalışmalarını, yer yer eleştirileri, ama son derece samimi bir üslupla o dönemin kendine has yapısını da… Mehmet Serhan Tayşi, çocukluğundan ve ailesinden başlayarak, Dolmabahçe Sarayı’nda sekiz yıl boyunca Mustafa Kemal Atatürk’ün muhafızlığını yapan polis babası Ahmet Râsih Tayşi’nin hatıralarını da ekleyerek, sizi bir devrin şahitliğine, şimdilerde örnekleri giderek yok olan farklı hayatlara çağırıyor… II. Dünya Savaşı’nın netameli günlerindeki Adana’dan, İzmir Bayındır’ın Melamî, Nakşî manevî iklimine, oradan da İstanbul’un çok renkli ilim ve kültür hayatına doğru akan keyifli bir hikâye… Yer yer hüzünlü hatıralar da ihtiva etse, ibretlerle, şükürlerle, mutluluklarla dolu bir hayat öyküsü… Kendinizden çok şeyler bulacağınız, okudukça dağarcığınızın zenginleştiğini hissedeceğiniz bir resm-i geçit…
Eser, hatırat olmakla birlikte çoğu bölümü fazlasıyla kişisel ve de kitapta yer alması gereksiz ayrıntılarla dolu. Kitabın üçte ikisi bu nitelikte. İyi bir elemeyle 200, bilemediniz 250 sayfayı geçmeyecek bir kitap olabilirdi. Bunun dışında kitapta kültür ve bilim dünyamızda yer etmiş pek çok insanın müspet ve menfi özelliklerini öğreniyorsunuz. Kütüphane ve eski eser düşkünü insanlara tavsiye olunur.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Cumhuriyet sonrası kültür tarihi açısından önemli bir hatırat kitabı
Hatıratlar bakımından benim için ilk ikiye girer.Birincisi elbette Ali Ulvi Kurucu hatırat kitabıydı.
Eser, hatırat olmakla birlikte çoğu bölümü fazlasıyla kişisel ve de kitapta yer alması gereksiz ayrıntılarla dolu. Kitabın üçte ikisi bu nitelikte. İyi bir elemeyle 200, bilemediniz 250 sayfayı geçmeyecek bir kitap olabilirdi. Bunun dışında kitapta kültür ve bilim dünyamızda yer etmiş pek çok insanın müspet ve menfi özelliklerini öğreniyorsunuz. Kütüphane ve eski eser düşkünü insanlara tavsiye olunur.
Türkiye’nin yakın tarihi ve kültür tarihimiz için bulunmaz bir hazine niteliğinde olan bu eseri tavsiye ederim.
Ali Emiri Efendiyi daha önce de Dursun Gürlek’ten okumuş hayran kalmıştım. zaten biyografi severim içinde kütüphaneler olunca daha da güzel oluyor.