Rusya’nın dünyadaki yeri ve amacı neydi? Ve gerçek Rusya neredeydi? Avrupa’da mı, Asya’da mı? St. Petersburg mu, Moskova mı? Bunlar, Puşkin’den Pasternak’a kadar Rus kültürünün altın çağındaki bütün ciddi yazarların, edebiyat eleştirmenlerinin, tarihçilerin, ressamların, teologların ve filozofların aklını meşgul eden “lanetli sorulardı”. Tolstoy’un ünlü Savaş ve Barış eserindeki bir dans sahnesinden ismini alan bu kitapta ele alınan bütün bu konular, tarihle bir araya gelerek ulusal bilincin izlenimleri olarak toplandı. Fikir ve davranışlar tarihini, Rus tarihinin kültürel ve sanatsal dönüşümlerini, Rusya ve Avrupa arasındaki karmaşık etkileşimi akademik olmayan bir dille okuyucusuna aktaran Nataşa’nın Dansı, Rus kültür tarihçisini, yüzeydeki sanatsal görünümün altını irdelemeye davet ediyor. “Muhteşem... Figes formunun doruklarında.” GUARDIAN “Modern Rus tarihinin büyük hikâyecisinden bir yetenek gösterisi... Figes serf haremlerini, hanedanları, politbüroları, hovardaları, köylüleri, sefihleri, film yapımcılarını, yazarları, bestekârları, şairleri, çarları ve zorbaları harekete geçiriyor... Fevkalade, gösterişli ve ustaca.” FINANCIAL TIMES
Nataşa’nın Dansı, Rusya’nın kültürel tarihini doğu ve batıya dönük yüzleri ile okura perspektif tutacak etkili bir kitap. Kitabı okurken Rus roman, hikaye ve şiirlerine yazarlara atıfta bulunulması Rus yazınının kavranması açısından okur için çok yararlı. Tarih ve kültür yolculuğu 1700’lerden her yüzyılın önemli tarihi, siyasal, sosyal ve askeri olayları ile sanki bir sinema perdesi gibi okurun gözlerinde canlandırılıyor. Kitabın sonunda bulunan referans listesi içerik yönünden yazarın ne kadar titiz bir çalışma yaptığının mühürü bence. Büyük Petro’nun St.Petersburg’u ile Korkunç İvan’ın Moskova’sını ayırt etmek eşsiz. Kesinlikle bir baş yapıt.
çok kaliteli mutlaka okunması gereken bir kitap, kesinlikle tavsiye edilir. ruslarda aynen bizim gibi 19.yüzyılda avrupalı mı yoksa asyalı olduğuklarına dair tartışmalara girişmişlerdi. batıcılarla slavcılar arasında rus ruhunun ne olduğu veya ne olması gerektiği hakkındaki tartışmaları okuyunca insan bizim doğu batı çelişkileri hakkındaki edebiyatımızı hatırlıyor ister istemez. ayrıca küzeyimizdeki büyük ayıyı -malum ruslar kendilerini ayı gibi güçlü kuvvetli olarak tanımlarlar- tanımak için de bir giriş işlevi görebilir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
orlando figges, rus kültürünü kendine özgü keyifli anlatımıyla yazmış. çok güzel. ilgilenen herkese okumasını tavsiye ediyorum.
Rus yaşantısını, Rus kültürünü ve coğrafyasını en iyi anlatan, okuması, incelemesi çok zevkli bir kitap.
Rusların aile düzenini,nasıl yaşadıklarını,toplum düzenlerini tarihsel bir sıra içerisinde veren harika bir kitap…
Nataşa’nın Dansı, Rusya’nın kültürel tarihini doğu ve batıya dönük yüzleri ile okura perspektif tutacak etkili bir kitap. Kitabı okurken Rus roman, hikaye ve şiirlerine yazarlara atıfta bulunulması Rus yazınının kavranması açısından okur için çok yararlı. Tarih ve kültür yolculuğu 1700’lerden her yüzyılın önemli tarihi, siyasal, sosyal ve askeri olayları ile sanki bir sinema perdesi gibi okurun gözlerinde canlandırılıyor. Kitabın sonunda bulunan referans listesi içerik yönünden yazarın ne kadar titiz bir çalışma yaptığının mühürü bence. Büyük Petro’nun St.Petersburg’u ile Korkunç İvan’ın Moskova’sını ayırt etmek eşsiz. Kesinlikle bir baş yapıt.
çok kaliteli mutlaka okunması gereken bir kitap, kesinlikle tavsiye edilir. ruslarda aynen bizim gibi 19.yüzyılda avrupalı mı yoksa asyalı olduğuklarına dair tartışmalara girişmişlerdi. batıcılarla slavcılar arasında rus ruhunun ne olduğu veya ne olması gerektiği hakkındaki tartışmaları okuyunca insan bizim doğu batı çelişkileri hakkındaki edebiyatımızı hatırlıyor ister istemez. ayrıca küzeyimizdeki büyük ayıyı -malum ruslar kendilerini ayı gibi güçlü kuvvetli olarak tanımlarlar- tanımak için de bir giriş işlevi görebilir.