Yoksul olsa da bir yığın oyuncak yapardı babası, Hans Christian Andersen’e. Ayakkabı tamircisi olan babasının hünerli ellerinden çıkan bez kuklalar ve onları oynattığı sahne, Danimarkalı ünlü yazarın çocukluğunda en çok sevdiği oyuncaklar olur. Andersen, kendisini 1841 yılında İstanbul’a taşıyan geminin küpeştesinde “Züleyha” adlı altı yaşındaki bir kız çocuğuyla ahbaplık kurmayı başarır. Evet, bu bir başarıdır; çünkü Türk çocukları yabancılarla muhatap olmamaları konusunda sıkı tembihlidirler. Ama Andersen, dizlerine bile oturtur Züleyha’yı. Bu dostluğun başlangıcı ise bir oyuncaktır: “Bana oyuncağını gösterdi, her iki kulağının arkasında minicik birer kuş bulunan at biçimindeki bir su testisiydi bu; Türkçe konuşabilsem hemen bu oyuncağa dair bir masal uydurup anlatırdım ona.”
Özgünlük deyince aklıma hep Sunay Akın gelir. Onun bütün eserlerini aynı keyifle okurum. Bu eseri de onlardan biri oldu. Sizlere de iyi okumalar dilerim şimdiden.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
OYUNCAĞIN ASLIN YETİŞKİ,NLER İÇİN OLDUĞUNU ANLIYORSUNUZ.
Sunay Akını severek okuyorum, eminim bu kitabı da çok güzel.
Sunay Akın okumak gerekir. Cok begendim eserini.
sunay akın kitapları bir harika..akıcı bir kitaptı, bir çırpıda bitti
Özgünlük deyince aklıma hep Sunay Akın gelir. Onun bütün eserlerini aynı keyifle okurum. Bu eseri de onlardan biri oldu. Sizlere de iyi okumalar dilerim şimdiden.