Kahramanımız bir gün dağa tırmanmak için sisli bir havada yola çıkmıştır. Ormanda tesadüfen bir kappa ile karşılaşır ve onu kovalamaya başlar. Tam yakalayacağı sırada derin bir çukura yuvarlanır ve bayılır. Kendine gelip gözlerini açtığında Kappalar Ülkesi’ndedir. Özel bir yasayla kendisine vatandaşlık hakkı verilir. Kappa dilini öğrenir ve orada yaşamaya başlar. Kappalar Ülkesi’ndeki pek çok gelenek insanların dünyasından farklıdır.Kappa, Japonca sözlüklerdeki tanımına göre bu ülkenin nehirlerinde yaşayan, el ve ayakları perdeli, kafalarının üst kısmı tabak gibi düz, hayali varlıklardır.Akutagava bu hikâyesinde, idealindeki dünya ile gerçek dünya arasındaki farkı hicve başvurarak anlatır. Değinmediği siyasal, toplumsal ve psikolojik sorun yok gibidir. Yapıtta toplumsal değerlerin göreceli oluşu, savaşın anlamsızlığı, kapitalizmin acımasızlığı, ekonomik sömürü, işçi kıyımları, kadın-erkek ilişkilerinin çarpıklığı, sanatçıların kibri, aydınların yalnızlığı, sansürlerin saçmalığı, ailevi ilişkilerdeki duygusal sömürü dile getirilmekte; din, edebiyat, parapsikoloji, basın-yayın gibi pek çok konu birbiri ardınca ilginç olaylar silsilesi içinde ele alınmaktadır.
Kappalar Japon korku mitlerinde önemli bir yer tutar. Akutagawa’nın bir halk söylencesi olan kappalardan yola çıkarak bu ustalıkta bir hicivde bulunması ortaya okuması çok keyifli bir eser çıkartmış.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kappalar Japon korku mitlerinde önemli bir yer tutar. Akutagawa’nın bir halk söylencesi olan kappalardan yola çıkarak bu ustalıkta bir hicivde bulunması ortaya okuması çok keyifli bir eser çıkartmış.
çok merakla okudum ve gerçekliğine inandığım bir kitap
Kappa cinci üzerinden bir insanlık eleştirisi. Sorgulamalar çok güzel, akıcı hikaye.
Sade bir dille ama değişik bir dünya ile aktarmış. Güzel bir kitaptı.
Kappa’lar diyarında bir sistem eleştirisi. Kumların Kadını tadında, birkaç saatte okuyup bitirebileceğiniz bir eser.