-- Uydurma bir örgüt-- Birbiriyle ilgisi olmayan kişiler-- Gizli tanıklar ve hayal ürünü iddialar-- İçinden çıkılmaz hale getirilen bir davaHapishanesiyle, mahkemesiyle “Silivri Toplama Kampı”, ortaçağ mantığının 21. yüzyıl olanaklarıyla donatılmışıydı.Filistin askısı yok, dijital işkence var.Kalabalık koğuşlar yok, yalnızlaştırma var.Hukuk yok, “Kuvvetli şüphe” var.Cumhuriyet savcısı yok, hükümet savcısı var.Silivri kapıları, pencereleri demir, biz çelik.Silivri dünyanın en büyük demir-çelik tesisi...MUSTAFA BALBAYÖYLE BÜYÜK BİR YALAN ÜRETTİLER Kİ, HİÇ KİMSE KARŞI ÇIKAMIYOR!
önce oktay yıldırımın kitabının okunması gerekli bence.üslup vasat geldi sadece bana.gazeteci olmak ile yazarlık farklı şeyler.bu da hemen belli ediyor kendini.yinede akıcı.
okuduğumda bana uğur mumcunun sakıncalı piyade kitabını hatırlattı. zaman değişse de bazı şeylerin hala aynı olduğunu gösteren ve tarihe not düşen bir kitap tavsiye ederim.
Dönemsel tarih yazımı için muhteşem bir belge değerindeki kitap üç bölüme ayrılmış. İlk bölümde Ergenekon iddianamesi analiz edilerek içinde barındırdığı tutarsızlıklar sergilenmiş. İkinci bölümde ise Mustafa Balbay iddianamedeki suçlamalar verdiği cevapları ayrıntısıyla yazmış. Üçüncü ve son bölümde ise Silivri Hapishanesindeki yaşamdan kesitler sunularak siyasi mahpusluk her okuyanın algılayabileceği şekilde evimize kadar getiriliyor. Çok olumsuz koşullarda yazılan duygu yüklü ancak kontrolü elden bırakmayan bir ustalık barındıran bu kitabı kesinlikle okunması gereken bir eser olarak herkese tavsiye ediyorum. Yazarın kitabın son cümlesindeki isteğinin bir an önce gerçekleşmesi dileğiyle…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Hükümetin kendi ideolojileri karşısında gazetecilere yapılan eziyeti anlatıyor.
ŞAİR NECİP FAZIL’ IN “ZİNDAN” ŞİİRİ İLE DENKLEŞTİRİLEREK OKUNURSA YAKIN MESAFEDEN BAKMA YERİNE, UZAK MESAFEDEN (ORTA İLERİDEN) BAKARAK DEĞERLENDİRİLMELİ VE HİÇ KİMSENİN ZÜLMÜNE ONAY VERİLMEMELİ
önce oktay yıldırımın kitabının okunması gerekli bence.üslup vasat geldi sadece bana.gazeteci olmak ile yazarlık farklı şeyler.bu da hemen belli ediyor kendini.yinede akıcı.
okuduğumda bana uğur mumcunun sakıncalı piyade kitabını hatırlattı. zaman değişse de bazı şeylerin hala aynı olduğunu gösteren ve tarihe not düşen bir kitap tavsiye ederim.
Dönemsel tarih yazımı için muhteşem bir belge değerindeki kitap üç bölüme ayrılmış. İlk bölümde Ergenekon iddianamesi analiz edilerek içinde barındırdığı tutarsızlıklar sergilenmiş. İkinci bölümde ise Mustafa Balbay iddianamedeki suçlamalar verdiği cevapları ayrıntısıyla yazmış. Üçüncü ve son bölümde ise Silivri Hapishanesindeki yaşamdan kesitler sunularak siyasi mahpusluk her okuyanın algılayabileceği şekilde evimize kadar getiriliyor. Çok olumsuz koşullarda yazılan duygu yüklü ancak kontrolü elden bırakmayan bir ustalık barındıran bu kitabı kesinlikle okunması gereken bir eser olarak herkese tavsiye ediyorum. Yazarın kitabın son cümlesindeki isteğinin bir an önce gerçekleşmesi dileğiyle…