Yaşlı bir işadamı olan Ogata Şingo gündüzleri ufak tefek hafıza kayıpları yaşamaktan mustariptir. Geceleriyse uzaklardan, civardaki dağdan gelen gümbürtüler duyar ve bu sesi ölümle özdeşleştirir. İkisinin arasında bir zamanlar Şingo'nun yaşamının temelini oluşturan ilişkiler yer almaktadır: Onu hayal kırıklığına uğratan karısı, zampara oğlu ve kendisinde hem merhamet, hem de rahatsız edici şehvet kıpırtıları uyandıran gelini Kikuko. Nobel Ödüllü Yasunari Kavabata’nın en beğenilen romanlarından biri olan Dağın Sesi, bu yarısaydam ilişkiler ağını şiirsel bir dille yansıtan, yaşlılığın güçlüklerine dair hem dingin hem de son derece etkileyici bir roman. "Sarsılmaz görünen aile içi gruplaşmalar, defalarca tasvir edilen doğa güzellikleri, aşkın ve şehvetin alevlenme veya kıvılcımlanma süreçleri... Kavabata'nın kurgusal dünyası, bütün öğelerinin birleşmesiyle bir No dramının büyüleyici cazibesine erişiyor." Saturday Review
Bir aile içindeki yaşanan çoğunlukla jenerasyon farkından doğan çekişmeler, anlaşmazlıklar, farklılıkları anlatılmış. Hikayenin işleyişini Yosujiro Ozu filmlerine benzettim. Sakin, durağan ama duygu yüklü.
Kitapla ilgili yazılan yukarıdaki yazıya hiç aldanmayın çünkü çok abartılmış. Kısaca ifade etmek gerekirse, Şingo adlı yaşlı bir adam ana karakter olarak ele alınarak, aile içerisinde yaşanan bazı sıkıntılar anlatılmakta. Anlatırken de bir yandan çiçeklerden, bitkilerden de bahsedilmekte. Ben çok etkilenmedim, açıkçası daha mistik bir kitap olacağını umuyordum ama oldukça sıradan.
Kitapta her şey var – sevgi, nefret, ihanet, ölüm, yaşam, doğa ve s., ama aynı zamanda da sanki hiçbirşey yok. Okurken, savaş öncesi ve savaş sırasında büyüyen iki nesil arasındakı farkı, savaşta eşlerini kaybeden Japon kadınları göreceksiniz. Japon müzikal drama türü olan Noh’la tanışacaksınız. Kendinizi küçük Japon ailesi ile aynı evde yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz, kenardan sessizce bu aile içi ilişkileri, saygıyı ve sorunları gözlemleyeceksiniz. Kitap kısacık bölümlerle yavaş yavaş akıp gidiyor, öylesine başlayıp – öylesine de bitiyor. Çok güzel. Beyendim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bir aile içindeki yaşanan çoğunlukla jenerasyon farkından doğan çekişmeler, anlaşmazlıklar, farklılıkları anlatılmış. Hikayenin işleyişini Yosujiro Ozu filmlerine benzettim. Sakin, durağan ama duygu yüklü.
Yasunari Kavabata’nın tarzını seviyorum. Kitapları çok durgun ancak duygu yüklü. Japon Edebiyatı’na ilgi duyanlar veya merak edenler mutlaka okusun.
Kitapla ilgili yazılan yukarıdaki yazıya hiç aldanmayın çünkü çok abartılmış. Kısaca ifade etmek gerekirse, Şingo adlı yaşlı bir adam ana karakter olarak ele alınarak, aile içerisinde yaşanan bazı sıkıntılar anlatılmakta. Anlatırken de bir yandan çiçeklerden, bitkilerden de bahsedilmekte. Ben çok etkilenmedim, açıkçası daha mistik bir kitap olacağını umuyordum ama oldukça sıradan.
Bu kitabı merak ediyorum açıkçası. Daha önce uzak doğu kökenli bir yazarın kitabını okumadım.
Kitapta her şey var – sevgi, nefret, ihanet, ölüm, yaşam, doğa ve s., ama aynı zamanda da sanki hiçbirşey yok. Okurken, savaş öncesi ve savaş sırasında büyüyen iki nesil arasındakı farkı, savaşta eşlerini kaybeden Japon kadınları göreceksiniz. Japon müzikal drama türü olan Noh’la tanışacaksınız. Kendinizi küçük Japon ailesi ile aynı evde yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz, kenardan sessizce bu aile içi ilişkileri, saygıyı ve sorunları gözlemleyeceksiniz. Kitap kısacık bölümlerle yavaş yavaş akıp gidiyor, öylesine başlayıp – öylesine de bitiyor. Çok güzel. Beyendim.