Kitaplarıyla edebiyatımıza özgün katkılarda bulunan Yiğit Bener, yeni romanı Heyulanın Dönüşü’yle Can Yayınları’na katılıyor.Heyula, kendisine bu adı veren bir anlatıcı. Ülkesini terk etmek zorunda kalmış, yaşamını orada kaybetmiş, sonra bu dünyaya geri gelmiş bir hayalet. Ülkesine dönüyor ve kendi ağzından bize kendi yaşamını anlatıyor, yaşamı ve ölümü sorguluyor. Yaşamın anlamı nedir? Dostlarımızla, ailemizle, içine doğduğumuz toplumla nasıl, ne zaman hesaplaşacağız?Heyula’nın Dönüşü’nün, bildiğimiz romanlara benzemeyen bir kurgusu var. Olay örgüsüne, karaktere dayalı bir metin değil önümüzdeki. Yaşamın mizahını olduğu kadar acısını da bütünüyle farklı bir gözle okuruna aktaran bir antiroman…
Aslında anı tarzında bir roman diyebiliriz. Bildiğimiz roman kurgusundan ve oluşumundan farklı yazar kendi yaşamını farklı bir bakış açısıyla anlatmaya çalışmış bazı eleştirilerine katılmakla beraber yazarın görüşleriyle pek uyuştuğum söylenemez. Bölüm bölüm deneme ve anı tarzının karışımı bir roman diyebiliriz.
Evet tam anlamıyla bildiğimiz roman örgülerinden tamamen farklı, sanki siz ebir deneme okuyormuşsunuz hissini veren bir eser. Her ne kadar yazarın dünya görüşüne katılmıyor olsam da, eleştirilerinin pek çoğunun altına imzamı atarım.
Heyulanın Dönüşü yazarın içinde bulunduğu toplumun tarihsel sürecine yaptığı eleştirileri dile getiren, okuru adeta bir monologu ortak eden bir roman. Yiğit Bener’in en beğendiğim romanı oldu.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Aslında anı tarzında bir roman diyebiliriz. Bildiğimiz roman kurgusundan ve oluşumundan farklı yazar kendi yaşamını farklı bir bakış açısıyla anlatmaya çalışmış bazı eleştirilerine katılmakla beraber yazarın görüşleriyle pek uyuştuğum söylenemez. Bölüm bölüm deneme ve anı tarzının karışımı bir roman diyebiliriz.
Evet tam anlamıyla bildiğimiz roman örgülerinden tamamen farklı, sanki siz ebir deneme okuyormuşsunuz hissini veren bir eser. Her ne kadar yazarın dünya görüşüne katılmıyor olsam da, eleştirilerinin pek çoğunun altına imzamı atarım.
Heyulanın Dönüşü yazarın içinde bulunduğu toplumun tarihsel sürecine yaptığı eleştirileri dile getiren, okuru adeta bir monologu ortak eden bir roman. Yiğit Bener’in en beğendiğim romanı oldu.