Bunları neden yazmam gerektiğini bilmiyorum.Bilmek istemiyorum.Bilebilecek gibi hissetmiyorum kendimi.Amerikalı ilk feminist yazarlardan olan Charlotte Perkins Gilman böyle der ama neyse ki yazmaya da devam eder. Kendi hayatından izler taşıyan bu öyküsünde şefkat ve korumacılık adına yapılan kontrollere, baskılara, kadına biçilen toplumsal rollere, soyutlanmaya ve en çok da kapatılmaya isyan eder. İnatla duvara yapışmış çirkin bir duvar kağıdı gibi hayatını ve zihnini karartan, kaplayan bu baskılar onu güçsüzleştirmiş, zayıflatmış, çaresizleştirmiş ve histerikleştirmiştir. Fakat nihayetinde bu kağıt tekrar onarılamayacak şekilde yırtılacak ve hayatını karartan her şey bu kağıtla birlikte yere serilecektir…
Ben Cadıyken – Büyük Morsalkım – Sallanan Sandalye ve kitaba ismini veren Sarı Duvar Kağıdı başlıklı 4 bölümden oluşuyor.Hepsi de birbirinden gizemli , ürkütücü ve düşündürücü hikayelerdi. Okunması gereken güzel bir eser…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Başkaldırışın sayfalara dökülmesi .
Ben Cadıyken – Büyük Morsalkım – Sallanan Sandalye ve kitaba ismini veren Sarı Duvar Kağıdı başlıklı 4 bölümden oluşuyor.Hepsi de birbirinden gizemli , ürkütücü ve düşündürücü hikayelerdi. Okunması gereken güzel bir eser…
Kadını, kadının yalnızlığını öyle güzel işlemiş ki. Çok etkilendim öykülerinden. Özellikle kadınların okuması gerek.
derste işleyeceğimiz bir kitap olduğu için aldım ama iyi ki aldım
Kadının azmi başlığının altına örnek olarak yazılabilecek bir kitap. Ne mutlu kendi ayakları üzerinde durabilen kadınlara..