“Asker olan abimin çocuklarına babanız amcanızı ya da amcanız babanızı mı vurdu diyeceğim? Diğer yeğenlerime ne diyeceğim?Amcalarınız birbirini öldürmek için ateş mi açtılar birbirlerine diyeceğim?”“Çünkü hepsinin anneleri var. Yürekleri yanıyor… hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz. Ne Türk, ne Kürt, ne Laz, ne asker hiç biri.Hiçbir insanın katledilmesini istemiyorum. Annelerin yürekleri yanıyor.”Türkiye’de yakınlarını silahlı çatışmalarda yitirmiş binlerce aile var. Onların acısı, “Kürt sorunu”, “terör” gibi resmî sözleresığmıyor. Herkes onların duygularından söz etse de, bu duygular politikaya pek nüfuz edemiyor. Çatışmalarda hayatını kaybetmişaskerlerin ve PKK militanlarının aileleri, Kürt meselesini nasıl değerlendiriyor, kimlerden çözüm bekliyorlar? Siyasete katılıyorlar mı, nasıl katılıyorlar? Kendi durumlarını nasıl tanımlıyorlar? Yakınlarının ölümünü ve şehitlik kavramını nasıl anlamlandırıyorlar?Burcu Şentürk, iki taraftan ailelerle yaptığı derinlemesine görüşmeleri yorumlayarak, bu soruların cevabını arıyor.Büyük kutuplaşmaların, karşılıklı derin önyargıların, büyük anlayışsızlıkların varlığını saklamıyor gözümüzden, bu kitap.Bununla beraber, ortak yaşama ve barış umudunun tükenmeyen kaynaklarını da yokluyor. Bu insanların acısını, duygusalkarmaşasını görmek, bilmek gerek. Barışı beklerken…
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Her ana aynıdır. kendi ananızı düşünüp okuyun
farklı aileler, coğrafyalar ortak acılar. ülkenin en derin acısını dinlemek için uygun bir eser.
Ülkemizi 40 yıldır uğraştıran bir meselenin insani açıdan değerlendirildiği harika bir çalışma.