Kitapta yer alan ağıtlardan ilkinde Ataol Behramoğlu Şili trajedisini işliyor.Bu ağıt 1971 yılında Pariste Pablo Nerudayla tanışan 1973 yılında Moskova Üniversitesi konferans salonunda Salvadore Allendenin söylevini dinleyen Ataol Behramoğlunun hem Şili trajedisine tanıklığı hem de kendi yaşamından bir kesittir.Bir gazete haberinden yola çıkarak oluşturulan “Savada Boğulan Türkler Bulundu” adlı ikinci ağıt ise şairin kendi dizeleriyle “kanayan bir ülkenin boğulmasının öyküsü”dür… “İki Ağıt”ın toplumcu şiirimize yeni konu ve biçim ufukları kazandırdığını düşünüyoruz.
Ağlamamak için kendimi tuttukça düğümlendim.
Şiirlerinde geçen isimleri araştırınca biri şair,biri müzisyen,biri siyasetçi.Hepsinin hayatından acı fışkırıyor.
Ataol Behramoğlu kitabı ikiye bölmüş.İlk ağıt Şili’de yaşanan darbe.Darbenin alıp götürdüğü,şairin hayran olduğu bir şair,bir müzisyen ve bir siyasetçiye yapılan ağıt.
İkinci ağıt ise Sava’da boğulan 12 Türke yapılan ağıt.Gerçekten ağıt yakmış.Ağlayarak yazmış sanki…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Ağlamamak için kendimi tuttukça düğümlendim.
Şiirlerinde geçen isimleri araştırınca biri şair,biri müzisyen,biri siyasetçi.Hepsinin hayatından acı fışkırıyor.
Ataol Behramoğlu kitabı ikiye bölmüş.İlk ağıt Şili’de yaşanan darbe.Darbenin alıp götürdüğü,şairin hayran olduğu bir şair,bir müzisyen ve bir siyasetçiye yapılan ağıt.
İkinci ağıt ise Sava’da boğulan 12 Türke yapılan ağıt.Gerçekten ağıt yakmış.Ağlayarak yazmış sanki…