Atay'ın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü. "Kimse dinlemiyorsa beni ya da istediğim gibi dinlemiyorsa günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar Sonunda bana bunu da yaptınız sözleriyle başlayan Günlük boyunca okur, yazarın ruh halini paylaşmakla kalmıyor. Oyunlarla Yaşayanların oluşum sürecini adım adım izliyor; bir edebiyat laboratuvarındaymış gibi.
Oğuz Atay Türk yazarları içerisinde benim için en tepedeki isimdir. Bu kitapta gerçekten Oğuz Atay’ı yaşar gibi oldum. Bütün eserlerini hangi ruh hali ve düşünceler ile yazdığını hissettim. Oğuz Atay için ne desek neler anlatsak neler yazsak azdır diye düşünüyorum. Bu dünyadan bir Oğuz Atay geçti. İyi ki de geçti. Keşke aramızdan bu kadar erken ayrılmamış olsaydı.
“Canım insanlar sonunda bana bunu da yaptırdınız.” diyor Atay neden günlük tutmaya başladığını anlatırken. Canım insanlar kime neler yaptırmıyorlarki? Yazdığı ya da yazmak istediği kitap, oyun ve hikayelerinden bahsetmiş çoğunlukla. Özel hayatına dair, birkaç isim dışında, başka bir şeyden bahsetmemiş. Londra’dayken ikinci defterde bahsediyor kısacık hayatında olup bitenlerden. Kitaplarındaki kahramanlara benziyor, bir şekilde kitaplarındaki kahramanlar Atay’ın kişiliğinden parçalar gibi. Günlüğü okurken bunu farkediyorsunuz. Hastaneden bahsederken yazılarının bir anda kesilmesi beni çok üzdü. Daha yazacakları vardı onları düşünüyordu hastayken bile. Uzun uzun yaşasaydı keşke, bize de kütüphaneler dolusu eser bıraksaydı. Kendimizi okusaydık onun eserlerinden, kendimize ağlasaydık, kendimize gülseydik, kendi kendimize dertlenseydik bir yerlerde, hep mutluğu arasaydık hiç bulamayacağımızı bile bile… Ruhu şad olsun… Ruhumuz şâd olsun…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Oğuz Atay Türk yazarları içerisinde benim için en tepedeki isimdir. Bu kitapta gerçekten Oğuz Atay’ı yaşar gibi oldum. Bütün eserlerini hangi ruh hali ve düşünceler ile yazdığını hissettim. Oğuz Atay için ne desek neler anlatsak neler yazsak azdır diye düşünüyorum. Bu dünyadan bir Oğuz Atay geçti. İyi ki de geçti. Keşke aramızdan bu kadar erken ayrılmamış olsaydı.
Her sayfasında kalbimi bıraktım
“Canım insanlar sonunda bana bunu da yaptırdınız.” diyor Atay neden günlük tutmaya başladığını anlatırken. Canım insanlar kime neler yaptırmıyorlarki? Yazdığı ya da yazmak istediği kitap, oyun ve hikayelerinden bahsetmiş çoğunlukla. Özel hayatına dair, birkaç isim dışında, başka bir şeyden bahsetmemiş. Londra’dayken ikinci defterde bahsediyor kısacık hayatında olup bitenlerden. Kitaplarındaki kahramanlara benziyor, bir şekilde kitaplarındaki kahramanlar Atay’ın kişiliğinden parçalar gibi. Günlüğü okurken bunu farkediyorsunuz. Hastaneden bahsederken yazılarının bir anda kesilmesi beni çok üzdü. Daha yazacakları vardı onları düşünüyordu hastayken bile. Uzun uzun yaşasaydı keşke, bize de kütüphaneler dolusu eser bıraksaydı. Kendimizi okusaydık onun eserlerinden, kendimize ağlasaydık, kendimize gülseydik, kendi kendimize dertlenseydik bir yerlerde, hep mutluğu arasaydık hiç bulamayacağımızı bile bile… Ruhu şad olsun… Ruhumuz şâd olsun…
Oğuz Atay’ın romanlarının yazılış süreci ve içsel halini bulabileceğiniz eşsiz bir eser
okudukça genişleyen isim oğuz atay ve okudukça ağırlaşan kitapları..