Meriç’in “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği.” Bu Ülke, Meriç’in sürekli etrafında dolandığı Doğu-Batı sorunu yanında, sol-sağ kutuplaşmasına ve kalıplaşmasına ilişkin önemli tesbit ve aforizmalarını da içeriyor.
Söz konusu kitapta bir derginin anatomisini de bulmak mümkün. Uzunca süre yayın yapan ve dönemin meşhur yazarlarının da kalem oynattığı dergiyi masaya yatırmıştır Cemil Meriç. İlk imtiyaz sahibinden, birkaç yıl sonra derginin el değiştirişinin ardından hızla yükselişine dikkat çeker. Elbette bunu yaparken “dergi” değil de, “mecmua” denmesinden yanadır. Bu kelimenin camiye, camiaya ve cemiyete yakınlığından dem vurarak söylenişi itibariyle daha edepli ve derli toplu bulmaktadır. Sıkı dergi okurlarının ve günümüz dergi yayıncılarının ufkunu genişletecek tespitlere rastlamaktayız.
Cemil Meriç, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan’ın da önemli şahsiyetlerinden Ahmet Bey Ağaoğlu hakkında hayli ilginç malumatlar vermektedir. Ağaoğlu’nun “Üç Medeniyet” adlı eserini de etraflıca incelemiştir.
Meriç çalışmasında Kemal Tahir’den de söz eder. Hapishane hayatından önce Kemal Tahir çapkın bir İstanbul delikanlısıdır ve mahpusluk O’nu yetiştirmiştir. Yaptığı tespit, bu yüzden iyi bir kalem olduğu izlenimi vermektedir.
Bir ders kitabı niteliğindeki bu eserde, Said Nursi’den Hugo’ya, Balzac’tan Turgenyev’e, Tagore’dan Said Halim Paşa’ya dair yazarın okuma notları dikkat çekmektedir. Polemik kelimesinin Türkçeye girişinden divan edebiyatına kadar, yazmak ile ilgili notlarını da düşüren Meriç’in kronolojik hayat öyküsü de “Bu Ülke”de karşımızdadır.
Açıkçası hiç böyle bir kitap beklemiyordum.Çok çok çok iyi bir kitap.Cemil Meriç’le tanıştığım ve tanıştığıma çok memnun olduğum bir şahsiyet.Böyle ülkemiz tarihi gerçeklerini yansız bir şekilde okumak, öğrenmek için birebir.Tabi anlamak, yorumlamak için biraz altyapıda gerekli.Ne yazık ki şuan kullanmadığımız yok olup giden dilimizle yazıldığı için bazı cümleleri anlamak için sözlük gerekiyor ama tüm çabaya değer bir eser.Bu eserle çok daha iyi anladım ki biz şifayı hep yanlış yerlerde yanlış kimselerde aramışız.Bizim refahımız orada, burada, onda, şunda değil kendi geçmişimizi kabul edip, anlayıp, tanıyıp, içselleştirerek yaşamakla..
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Söz konusu kitapta bir derginin anatomisini de bulmak mümkün. Uzunca süre yayın yapan ve dönemin meşhur yazarlarının da kalem oynattığı dergiyi masaya yatırmıştır Cemil Meriç. İlk imtiyaz sahibinden, birkaç yıl sonra derginin el değiştirişinin ardından hızla yükselişine dikkat çeker. Elbette bunu yaparken “dergi” değil de, “mecmua” denmesinden yanadır. Bu kelimenin camiye, camiaya ve cemiyete yakınlığından dem vurarak söylenişi itibariyle daha edepli ve derli toplu bulmaktadır. Sıkı dergi okurlarının ve günümüz dergi yayıncılarının ufkunu genişletecek tespitlere rastlamaktayız.
Cemil Meriç, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan’ın da önemli şahsiyetlerinden Ahmet Bey Ağaoğlu hakkında hayli ilginç malumatlar vermektedir. Ağaoğlu’nun “Üç Medeniyet” adlı eserini de etraflıca incelemiştir.
Meriç çalışmasında Kemal Tahir’den de söz eder. Hapishane hayatından önce Kemal Tahir çapkın bir İstanbul delikanlısıdır ve mahpusluk O’nu yetiştirmiştir. Yaptığı tespit, bu yüzden iyi bir kalem olduğu izlenimi vermektedir.
Bir ders kitabı niteliğindeki bu eserde, Said Nursi’den Hugo’ya, Balzac’tan Turgenyev’e, Tagore’dan Said Halim Paşa’ya dair yazarın okuma notları dikkat çekmektedir. Polemik kelimesinin Türkçeye girişinden divan edebiyatına kadar, yazmak ile ilgili notlarını da düşüren Meriç’in kronolojik hayat öyküsü de “Bu Ülke”de karşımızdadır.
Açıkçası hiç böyle bir kitap beklemiyordum.Çok çok çok iyi bir kitap.Cemil Meriç’le tanıştığım ve tanıştığıma çok memnun olduğum bir şahsiyet.Böyle ülkemiz tarihi gerçeklerini yansız bir şekilde okumak, öğrenmek için birebir.Tabi anlamak, yorumlamak için biraz altyapıda gerekli.Ne yazık ki şuan kullanmadığımız yok olup giden dilimizle yazıldığı için bazı cümleleri anlamak için sözlük gerekiyor ama tüm çabaya değer bir eser.Bu eserle çok daha iyi anladım ki biz şifayı hep yanlış yerlerde yanlış kimselerde aramışız.Bizim refahımız orada, burada, onda, şunda değil kendi geçmişimizi kabul edip, anlayıp, tanıyıp, içselleştirerek yaşamakla..
Yazara olan ilgimi arttıran bir kitap.Diğer eserlerini de edinmeye çalışacağım.
Şiirsel bir anlatımı var ülkemizi de çok güzel tarif etmiş.
Üstad Cemil Meriç’in bu harika eserini Yusuf Kaplan hocanın tavsiyesiyle okumak için aldım.