Her bilim dalında, günümüzün ölçülerine oranla eksik ve yer yer yanlış, ama sistemli ilk yapıtlar vardır. Bu yapıtlar klasik niteliğindedir. A Smith'in Ulusların Zenginliği adlı yapıtı da iktisat biliminde böyle bir yer tutar. Bu yapıtın ideolojik mesajını bugünün koşulları içinde beğenmeyebilirsiniz. Ama bu yapıtta, daha önce iktisatla ilgili hiçbir yapıtta bulamıyacağınız bir bütünlük ve çözümleme vardır.
İki ciltlik serinin ilk kitabı, 450 sayfa ve besinci baski.
Adam Smith’in bu eseri ilk olarak 1776’da yayınlanmistir ki onun yaşadığı bu donemde İngiltere’de, ticari sermayeden sinai kapitalizmine geçiş süreci, yani sanayi devriminin ilk dönemleri yaşanıyordu. Bu surecte tarimdan, sanai’ye, bankacilıktan, kredi sistemine, bir cok değisiklikler oluyordu. Devlet, bu gelismeleri serbest mi birakmalıydı, yoksa toplumsal refah amaciyla sinirlandirmalı ve denetlemeli miydi? Adam Smith serbestten yana oldu ve piyasa ekonomisini butun ayrintilariyla, ozelliklede İngiltere uzerinden örneklerle bu kitapda açıkladı. Laissez-faire sanirim bu kitabın özü diyebilirim. Bireylerin sahsi menfaatinin, görunmez el ile toplumun refahini saglayacagı teorisinin aciklamasi serinin ilk kitabı bunda cok net olarak işlenmistir.
Kitabın belgeseli de mevcuttur. Üzerine düşünülecek bir kitap ayrıca gerçekten insana “Doğduğun coğrafya ve peşinden getirdikleri kaderin midir?” sorusunun cevabını aratıyor.
Her bilim dalında, günümüzün ölçülerine oranla eksik ve yer yer yanlış, ama sistemli ilk yapıtlar vardır. Bu yapıtlar klasik niteliğindedir. A Smith’in Ulusların Zenginliği adlı yapıtı da iktisat biliminde böyle bir yer tutar.
Ekonomi ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap. Tabi Adam Smith’in eserlerini bir başka klasik iktisatçılardan birisi olan David Ricardo’nun eserleri ile okumak gerekir. O zaman kitap çok zevkli olur.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
İki ciltlik serinin ilk kitabı, 450 sayfa ve besinci baski.
Adam Smith’in bu eseri ilk olarak 1776’da yayınlanmistir ki onun yaşadığı bu donemde İngiltere’de, ticari sermayeden sinai kapitalizmine geçiş süreci, yani sanayi devriminin ilk dönemleri yaşanıyordu. Bu surecte tarimdan, sanai’ye, bankacilıktan, kredi sistemine, bir cok değisiklikler oluyordu. Devlet, bu gelismeleri serbest mi birakmalıydı, yoksa toplumsal refah amaciyla sinirlandirmalı ve denetlemeli miydi? Adam Smith serbestten yana oldu ve piyasa ekonomisini butun ayrintilariyla, ozelliklede İngiltere uzerinden örneklerle bu kitapda açıkladı. Laissez-faire sanirim bu kitabın özü diyebilirim. Bireylerin sahsi menfaatinin, görunmez el ile toplumun refahini saglayacagı teorisinin aciklamasi serinin ilk kitabı bunda cok net olarak işlenmistir.
Eşsiz ve eskimeyen bir kaynak kitap
Kitabın belgeseli de mevcuttur. Üzerine düşünülecek bir kitap ayrıca gerçekten insana “Doğduğun coğrafya ve peşinden getirdikleri kaderin midir?” sorusunun cevabını aratıyor.
Her bilim dalında, günümüzün ölçülerine oranla eksik ve yer yer yanlış, ama sistemli ilk yapıtlar vardır. Bu yapıtlar klasik niteliğindedir. A Smith’in Ulusların Zenginliği adlı yapıtı da iktisat biliminde böyle bir yer tutar.
Ekonomi ile ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap. Tabi Adam Smith’in eserlerini bir başka klasik iktisatçılardan birisi olan David Ricardo’nun eserleri ile okumak gerekir. O zaman kitap çok zevkli olur.