Meydandaki çay bahçelerinden birine oturmak geldi içimden sonra. Çünkü Erdek bir kitap olsaydı, bu çay bahçeleri ilk cümlesi olurdu onun. Gelindi mi oturulmalıydı. Bir çay, birkaç sigarayla, kıyıda kayığında ağ onaran, çapari kösteği hazırlayan balıkçıları seyretmek, bir tost isteyip, bacaklarıma sırnaşan kedilere atmak, yakın masalarda konuşulanları dinlemek, birini bekliyormuş gibi ikide bir saate bakmak iyi gelebilirdi. Gelmeliydi en azından. Yine yaz akşamları. Yaralı tekneler, küflü sesler. Erdek’te çaybahçeleri, bıkkın orkestra, tatsız garsonlar. Ezine, Susurluk, Bandırma, burası Ankara, orası Samsun! Yalandan bayılanlar,bilmezden gelinenler, kaybolan dayılar… Uykusunda ağlayan adamlar, pişmanlar, yorgunlar. Para için mırın kırın, laf dokundurankonuşmalar. Nerede bu Türkan Şoray?Mahir Ünsal Eriş, sokaktan gelen gürültüyü, bangır bangır Yıldız Tilbe dinleyen evleri resmediyor. Bi gevezeleşip bi susanları, “iyi olalım be ne olur” diyenleri, helallik isteyenleri anlatıyor. Olduğu Kadar Güzeldik, gazoza doğru çocuklaşan hikâyelerleçağlıyor, zamana dokunuyor. Eriş, hüzünlü mağlupların iyimser yazarı olmaya devam ediyor.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
İçindeki bir öyküde Erdek’te geçen güzel öykülerli ilk Mahir Ünsal Eriş kitabım, güzel bir tanışmaydı.
nostaljik, çok içten ve samimi hikayeler. Gayet keyifle okunuyor
İnsanın hıçkırığını boğazında takılı bırakan, göz yaşını içine akıtan hikayeler… O kadar naif, o kadar bizden, sıcak öyküler olmuş.
Tekrar tekrar okunası öykülerden oluşuyor. Kesinlikle tavsiye ederim.
Mutlaka okunması gereken bir yazar. Bir oturuşta bitirebilirsiniz.