Yılmaz Odabaşı, Diyarbakır’la hikâyesini, Diyarbakır’la derdini,Diyarbakır’la aşkını anlatıyor bu kitapta. Bağlar küçelerindeki yoksul çocukluğun hergele neşesinden, ilk aşklardan, mahrumiyetlere, baba zulmüne… Mehdi Zana’nın belediye başkanı seçilişinden Diyarbakır Askerî Hapishanesi’ne, olağanüstü hal koşullarında dergicilik, gazetecilik deneyimine… İlk şiirler, ilk ödüller… Kürt özgürlük hareketindeki büyük fedakarlıklar, öte yandan insanı örseleyen değer bilmezlikler…Bir insanın bir şehirle nasıl yoğrulduğunun hikâyesi… Bir tür karşılıksız aşk hikâyesi…“Ben ki Diyarbakır’a her gelişimde yeniden gitmek zorunda kalan, gittikten sonra bir biçimde yeniden dönen ve nereye gitse gözü hep şehrin gözlerinde, gönlü hep bu şehrin gönlünde asılı kalan bir adam olmuştum...Kırılıp dökülüp, itilip, dağılıp hep naçar kaldığım bu şehrin kapılarına dönüp dönüp hep arsızca yüz süren bir aşıktım çünkü ben. Yıllar usanmış, ben usanmamış, hiç iflah olmamış, arlanmamıştım.”
Çok çok çok güzel. Yılmaz Odabaşı’nın böylesi bir hayat yaşadığını bilmiyordum. Şiir kitaplarını okumadan önce okunması şairin şiirinin nasıl şekillendiğini anlamak açısından faydalı olacaktır. Bir günde okuyup bitirdiğim nadir kitaplar listesine girmiş oldu.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kütüphanemdeki yerini aldı. Sen çok değerli yazarsın Sn. Yılmaz Odabaşı.
Diyarbakır ve Yılmaz Odabaşı anlatımız güzel olmuş..
yazarın iç dünyasının yanı sıra dönemin Diyarbakır’ı hakkında da bilgi veren güzel bir kitap.
Yazar Diyarbakır’ı ve orada yaşadıklarını çok güzel bir akıcılıkla anlatmış. Okunmaya değer bir anlatı kitabı.
Çok çok çok güzel. Yılmaz Odabaşı’nın böylesi bir hayat yaşadığını bilmiyordum. Şiir kitaplarını okumadan önce okunması şairin şiirinin nasıl şekillendiğini anlamak açısından faydalı olacaktır. Bir günde okuyup bitirdiğim nadir kitaplar listesine girmiş oldu.