Doğrusu, tabiat kanunu, sabit olmayan ve değişen bir iradeye değil, varlıkların ezeli dizilişine dayanmaktadır. Çünkü, kanaatimce varlıkların değişmez olan bir takım aslî özellikleri vardır ve bilinen yükümlülükler de buradaki zorunluluktan kaynaklanmaktadır; bu yükümlülüklerin olduklarından başka türlü olmaları imkansızdır. Bunun sebebi, tabiatı ya da daha doğru bir adlandırma ile Tanrının insanı olduğundan farklı yaratmıyor olması değildir. Bu noktada kabul edilmesi gereken gerçek şudur: Madem ki insan, şu anda olduğu gibi, akıl ve diğer yetilerle donatrılmış olarak varkılınmış ve su hayat tarzını yaşamakla programlanmıştır, o halde, onun doğuştan sahip olduğu özellikler insana yüklenmiş olan bazı ödevler olduğunu zorunlu olarak göstermektedir; bu ödevlerin olduklarından başka türlü olması mümkün değildir (...)
Kitap Yorumları - (0 Yorum)