“Kırk yıllık arkadaşıydı. Neyi okuyup, neyi okuyamayacağını çok iyi bilirdi. Kaşları çatıldı. Biri bırakmış olmalıydı kitabı. Evet evet, muhakkak böyle olmalıydı. Hiç şüphesi yoktu. Ama… Sayfaları açık duran kitap ters çevrilmiş, yüzükoyun yatırılmıştı. Arkadaşının âdetiydi bu; ya sayfanın ucunu kıvırıp kapatırdı kitabı veya böyle açık olarak yüz üstü yatırırdı, okuduğu yer belli olsun diye. İlkokuldan beri tanırdı onu. On sekizinde bile aşk romanlarına pabuç bırakmamıştı da şimdi, altmışları geride bıraktığında mı okuyacaktı? Hadi canım sen de! Evirdi çevirdi kitabı. Barbara Cartland’ın bir romanıydı. Fransızca bilmiyordu; ama yazarı, ne menem bir kitap olduğunu anlamaya yeter de artardı bile.”
Deneme ile hikaye ya da bazen anlatı tarzı kısa yazılar ama o kadar sevimli ve sahici ki okurken sohbet dinler gibi ya da çay içer gibi akıp gidiyor. güzel..
Yazarın ikinci hikaye kitabı. İlk hikayeden itibaren yaşlılığın cazip taraflarını öylesine güzel anlatıyor ki, yaşlanmayı özler duruma geliyorsunuz. Her şeye rağmen; hayattan zevk almak, hayatın güzel yönlerini görmek isteyenler için okunması gerekli bir kitap.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
Anlatımı çok güzel. Sevdiğiniz,değer verdiğiniz bir büyüğünüzü dinler gibi…
Deneme ile hikaye ya da bazen anlatı tarzı kısa yazılar ama o kadar sevimli ve sahici ki okurken sohbet dinler gibi ya da çay içer gibi akıp gidiyor. güzel..
Yazarın ikinci hikaye kitabı. İlk hikayeden itibaren yaşlılığın cazip taraflarını öylesine güzel anlatıyor ki, yaşlanmayı özler duruma geliyorsunuz. Her şeye rağmen; hayattan zevk almak, hayatın güzel yönlerini görmek isteyenler için okunması gerekli bir kitap.