Sık sık yinelediğimiz gibi haksızlık, adaletsizlik, dengesizlik kökü kömeci karanlıklara dayalı “yanlış”lıklardan doğar; tıpkı bir bulaşıcı hastalık gibi çoğalarak doğar. Yanlışın küçüğü büyüğü ya da önemlisi önemsizi olmaz, olamaz; bu konuda kendimizi kandırmayalım! Aslolan yanlışlıklardan “doğru”ya geçmek, yani üretebilmektir. Doğruya geçilmeyen yanlışlık, haksızlıkların, yani karanlığın daha da çoğalmasına, koyulaşmasına neden olur; olacaktır da. Onun için bizim, yanlış atılan temelin peşinde olmamız gerekir; bunu toptan nasıl değiştirebiliriz? Bunun ilk yoluysa kavrayıştan, evet, çağı doğru algılamaktan, tarihi gerçek rayında uygulamaktan geçer. Suyun kaldırma gücünü kim bulmuştur ya da yer çekim yasasını? Hemen Archimedes ve Newton diyerek çıkmak isteriz işin içinden. Oysa onlar, yeni bir şey bulmamışlardır. Doğada var olan, sonsuz sayıda var olandan ikisini ilk kez onlar kavramışlardır; o kadar. Newton’dan önce de vardı yerçekimi, sonra da. Yalnız bunu yasalaştıran ya da o yasayı ilk kez kavrayan Newton olmuştur; onun için de önemlidir
Kitap Yorumları - (0 Yorum)