Gogol, hicvini korku unsurlarından yoğurmuştu; eserleri her türlü garabetin meskeni, yaşam alanına dönmüştü. Cinler ve şeytanlar korkutup kaçan figürler değil, ana kahramanları olmuştu. Gogol’den sonra evsiz kalan üç harflilere başlarını sokacakları eserler veren de Bulgakov idi. Bir akrabalık bağını takip etmemizi mümkün kılan da, her türlü gotik zevatın hem Gogol, hem de Bulgakov’un eserlerinde korkuturken güldürmesiydi. Hâlâ daha olanca ağırlığıyla küçük in-sanlarını ezen meşhur devlet bürokrasisiyle toplumsal bellekler bu iki ismin eserlerinde hesaplaştılar.Şehre sessiz sedasız gelen müfettiş ile, şehre sessiz sedasız gelen şeytamr. gözler önüne serdikleri aynıydı. En kalabalık halleriyle Mir- gorod’ta arz-ı endam eden kahramanların, neşe ve enerjilerinden bir şey kaybetmeden kendilerini Üstat ile Margarita’da bulması tesadüfi değildi. Tıpkı Ölü Canlar’m Çiçikov’unun yolculuğuna Sovyet Mos-kova’sında devam etmesi gibi. Biri diğerinin yıllardan ve akımlardan süzülmüş tezahürüydü.Gogol’un mirası birisine kalmışsa, o da Bulgakov’dur.
Kitabın önsözünde çevirmen, Bulgakov’un da Gogol’ün paltosundan çıkanlardan biri olduğunu söylüyor, haklı da. Eseri ilk bakışta Kafka’nın Dava’sına benzetebilirsiniz ama o aslında ilhamını Gogol’ün Palto’sundan alır. Herkese tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Beyninizi yoran güzel bir kitap
Bulgakov’un Usta ve Margarita’dan önce okunulması gereken eseridir. Korkunç bir koşturma içerisindeki bu kısa öyküyü okurken yorulacaksınız
Vohooo, üst seviye bir dil uslubu, kendinizi edebiyat yoksunu hisseten bir edebiyat. Çok kısa ama tam olarak altın doz.
Cidden beyin yakan bir kitap. Bittikten sonra kendinize “ben ne okudum acaba” diye soracaksınız.
Kitabın önsözünde çevirmen, Bulgakov’un da Gogol’ün paltosundan çıkanlardan biri olduğunu söylüyor, haklı da. Eseri ilk bakışta Kafka’nın Dava’sına benzetebilirsiniz ama o aslında ilhamını Gogol’ün Palto’sundan alır. Herkese tavsiye ederim.