Notre-Dame de Paris, hayal gücünün ve fantezinin yapıtıdır. Bu yapıtın beslendiği kaynaklar, zaman zaman görkemle akan bu rüya nehrini devleştiren yan kollardan başka bir şey değildir. Romanın hakiki kaynağı ise, romancının kendi doğası, hayalinin inanılmaz kudreti, olağanüstü belleği ve kelimeler için duyduğu şehevi zevktir, o kelimeler ki kendisini doğrudan doğruya eşyanın ruhuna götürür.
Victor Hugo ile ilk defa bundan 10-11 yıl önce Sefiller romanı ile tanışmış ve hayran olmuştum. Notre-Dame de Paris’te tüm kitapları gibi mükemmel bir eser mutlaka ama mutlaka okumalısınız.
Eserin güzelliğinde ve duygusallığından bahsetmeme gerek yok galiba..Ancak uyarayım, filmine veya canlandırımına(animasyon) bakıp kafanızda bişeyler oluşmasın, bulacağınız şeyler çok farklı..türk filmleriyle yarışır tesadüfler(hatta kimilerini tahmin edebilmemiz için ipuçları da var), bence ancak bu kadar gerçekçilik ve bağlayıcılıkla verilebilir.. ancak okumaya niyetlenenlere, başka sıkıntılarının, düşüncelerinin olmadığı bir aralık, okumalarını tavsiye ederim. çünkü bitirene kadar nerdeyse uyku bile uyuyamadım.. gündüzleri kafamın içinde sürekli akan olayların yarattığı dalgınlık da cabası..Hele bir de kitabı bitirdikten sonra da, benim gibi bırakamazsanız…
Hayal gücünün ve fantezinin eşsiz bir uyumla yarattığı muhteşem bir eser. Quadziomodo yu bilmeyen kaç kişi vardır? Bu hikayeyi en azından masal olarak bile okumamış kaç kişi vardır Türkiyede? Victor Hugo’nun Sefiller romanından sonra yazdığı en büyük romandır bence. Aşk, ihanet, ikilem ve daha nicesi. Bir romanın hayata yaklaştığı ve okuyanı bir duygu fırtınasının ortasında bırakan çok az eser vardır ve bu eserlere Dünya Klasikleri denir. İşte bu eser DÜnya klasikleri arasında hakkettiği yerde ve nesillerdir süregelen bu yerini daha nice nesiller hiç sarsmadan koruyacak bir yapıdadır. Eğer bu muhteşem eseri okumayanlarınız varsa, gerçek bir edebiyat eseri okumanın zamanı gelmiştir. Okumayan herkese okumasını tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
dönemin olaylarını ezilen insanların durumlarını çok iyi anlatıyor.kalitesi harika..
Victor Hugo ile ilk defa bundan 10-11 yıl önce Sefiller romanı ile tanışmış ve hayran olmuştum. Notre-Dame de Paris’te tüm kitapları gibi mükemmel bir eser mutlaka ama mutlaka okumalısınız.
Eserin güzelliğinde ve duygusallığından bahsetmeme gerek yok galiba..Ancak uyarayım, filmine veya canlandırımına(animasyon) bakıp kafanızda bişeyler oluşmasın, bulacağınız şeyler çok farklı..türk filmleriyle yarışır tesadüfler(hatta kimilerini tahmin edebilmemiz için ipuçları da var), bence ancak bu kadar gerçekçilik ve bağlayıcılıkla verilebilir.. ancak okumaya niyetlenenlere, başka sıkıntılarının, düşüncelerinin olmadığı bir aralık, okumalarını tavsiye ederim. çünkü bitirene kadar nerdeyse uyku bile uyuyamadım.. gündüzleri kafamın içinde sürekli akan olayların yarattığı dalgınlık da cabası..Hele bir de kitabı bitirdikten sonra da, benim gibi bırakamazsanız…
Hayal gücünün ve fantezinin eşsiz bir uyumla yarattığı muhteşem bir eser. Quadziomodo yu bilmeyen kaç kişi vardır? Bu hikayeyi en azından masal olarak bile okumamış kaç kişi vardır Türkiyede? Victor Hugo’nun Sefiller romanından sonra yazdığı en büyük romandır bence. Aşk, ihanet, ikilem ve daha nicesi. Bir romanın hayata yaklaştığı ve okuyanı bir duygu fırtınasının ortasında bırakan çok az eser vardır ve bu eserlere Dünya Klasikleri denir. İşte bu eser DÜnya klasikleri arasında hakkettiği yerde ve nesillerdir süregelen bu yerini daha nice nesiller hiç sarsmadan koruyacak bir yapıdadır. Eğer bu muhteşem eseri okumayanlarınız varsa, gerçek bir edebiyat eseri okumanın zamanı gelmiştir. Okumayan herkese okumasını tavsiye ederim.