Bize sık sık tarihe geri dönmek zorunda olduğumuz söyleniyor. Fakat böylesine kendinden emin bir şekilde başvurulan bu tarih nerededir? Genellikle teorinin karşısına konulan tarihin bazı örneklerine bakıldığında derhal görülecektir ki bizâtihi tarihin kendisi, özellikle de Marksizm için, gayet sorunlu bir kavram olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Tarih teorinin dışında, pusuda bekleyip onun aleyhine çağrılmaya hazır olacağı bir şekilde 'somut' bir varoluşu elde etmeyi hiçbir zaman başaramamıştır. Bu kitapta, savaş-sonrası dönemine ait bir takım tarih teorilerinin sıkıntılarını inceliyorum. Ne var ki takip eden bölümlerin kendileri bir tarihi, şimdiye doğru gelen bir tahliller silsilesini temsil edip böylece yeterli bir teorinin adım adım üretilmesini sergilemiyorlar. Çünkü bizim keşfettiğimiz şey tarihin olasılığının şartlarının aynı zaman onun imkansızlığının da şartları olduğudur. Bu noktada, teorik 'başarısızlık'ı 'başarı'dan ayırdetmek giderek zorlaşmaktadır. Buradaki farklılık, bu türden şartlara ne tür bir karşılık verilebileceği ve bunun hangi maksatlarla mevzilendirileceği şeklinde hada siyasî bir farklılık olmaktadır.
İnsan türlerinin dünya üzerinde 3 milyon yıldır var olduğunu kabul edersek, atalarımıza ilişkin hâlâ çok az şey bildiğimizi görürüz. Onlardan geriye kalan duvarlarda çanak-çömleklerde ve dokumaların üzerindeki semboller, resimler bize tarih öncesi insanların düşünce ve hayata bakışlarını anlatmaktadır. “Beyaz Mitolojiler” kitabı da tarih öncesi insanların edindikleri bilgileri sonsuza dek nasıl aktardıklarını gözler önüne seriyor…
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
İnsan türlerinin dünya üzerinde 3 milyon yıldır var olduğunu kabul edersek, atalarımıza ilişkin hâlâ çok az şey bildiğimizi görürüz. Onlardan geriye kalan duvarlarda çanak-çömleklerde ve dokumaların üzerindeki semboller, resimler bize tarih öncesi insanların düşünce ve hayata bakışlarını anlatmaktadır. “Beyaz Mitolojiler” kitabı da tarih öncesi insanların edindikleri bilgileri sonsuza dek nasıl aktardıklarını gözler önüne seriyor…