“Bireyleşme”nin aşırı bol olduğu dünyamızda ilişkiler iki ucu keskin kılıç gibidir. Güzel düşler ile kâbus arasında gidip gelirler, birinin ne zaman diğerine dönüşeceği bilinmez. Çoğu zaman, bu iki hal, farklı bilinç düzeylerinde de olsa, bir aradadır. Akışkan bir modern yaşam çerçevesinde ilişkiler, en canlı, en dayanılmaz, en derinden hissedilen ve en yaygın karşıt-anlamlılıkların tezahürüdür belki de. İnsanlar arasındaki bağların rahatsız edici kırılganlığı, bu durumun esinlediği güvensizlik duygusu, keza bu duygunun bağları sıkılaştırma –ama çok fazla değil– yönünde kışkırttığı duygu... İşte bu eserin aydınlatmaya, anlatmaya ve anlaşılır kılmaya çalışacağı şey budur.
Bauman’ı ilk defa okudum. Dili başlarda ağır geldi -ki bu kitabı en rahat anlaşılabilen kitaplarındanmış sonradan öğrendiğime göre. Ancak yazarın derdini anlayıp kitabın içine girince gerçekten sevilebilecek bir sosyolojik kitap çıkıyor ortaya. Keşke şu kapak da daha güzel olsaydı.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Bauman’ı ilk defa okudum. Dili başlarda ağır geldi -ki bu kitabı en rahat anlaşılabilen kitaplarındanmış sonradan öğrendiğime göre. Ancak yazarın derdini anlayıp kitabın içine girince gerçekten sevilebilecek bir sosyolojik kitap çıkıyor ortaya. Keşke şu kapak da daha güzel olsaydı.
Günümüz aşk ilişkilerinin yüzeyselliği ve dayanıksızlığı üzerinden yola çıkan ve buna bağlı olarak tespitlerin yapıldığı bir eser…
Zygmunt Bauman’ı anlamak için okunmalı…
Zygmunt Bauman vefatından sonra sosyolojinin bir yanı eksik artık. Kesinlikle okunmalı.