Koçakın iki ciltlik araştırması, Atatürk döneminin son siyasal tecrübelerinden savaşın bitimine dek uzanıyor. Türkiye, dış politika açısından netameli ve bir dönemi geride bırakmış iç siyasal gelişmeler, bugün bile izleri silinmemiş karar, uygulamalarla biçimlenmiş, iktisadi alanda önemli değişimler yaşanmıştır. Birinci cilt, Atatürk - İnönü ilişkileri ve çatışmalarından başlayarak Bayar hükümeti, İnönünün geçmiş dönemle hesaplaşmaları ve savaş yıllarının dış politika stratejileri üzerinde yoğunlaşıyor.
Eserde Atatürk döneminin sonu ile İsmet İnönü döneminin dış politika konusu olan II. Dünya Harbi’nin ilk yılları ele alınmıştır. Eser büyük ölçüde resmi belgeler ile anıların özeti niteliğinde olup detaylı bir çalışma olduğundan zaman zaman sıkıcı olabilmektedir. Özellikle Alman arşiv belgelerinin sıralanarak anlatılması dikkati çekmektedir. Açıkçası eserde döneme dair bazı önemli hususlara değinilmekle birlikte detaya girildiğinden çoğu zaman genel resmi görmek zorlaşmaktadır. Ayrıca sosyolojik konuların ve gündelik yaşama dair bilgilerin son derece kısıtlı olması ile tahlil ve değerlendirmelerin azlığı kanımca eserin en önemli eksikliğidir.
İnönü gibi bir adamın ne kadar kötü siyasetçi olduğunu, savaşa girmemek için kurduğu müttefiklikleri nasıl tek tek satarak her seferinde herkesi yarı yolda bıraktığını rahat bir şekilde göreceksiniz. Bence Atatürk’ten sonra İnönü dönemi ülkeyi her alanda geri götürdü ve bu eserde ikinci cildiyle beraber bunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
İnce bir titizlik ve yoğun çalışmanın eseri.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Hayli ağor bir kitap. Ancak okunmalı mı;evet kesinlikle okunmalı.
milli şef dönemi hakkında malumat sahibi olmak isteyenler için elzem bir kitap. tavsiye ederim
Cemil Koçak’ın tarihe eleştirel bakış açısıyla kaleme aldığı güzel bir çalışma. İnönü dönemini anlamak için faydalı buluyorum.
Eserde Atatürk döneminin sonu ile İsmet İnönü döneminin dış politika konusu olan II. Dünya Harbi’nin ilk yılları ele alınmıştır. Eser büyük ölçüde resmi belgeler ile anıların özeti niteliğinde olup detaylı bir çalışma olduğundan zaman zaman sıkıcı olabilmektedir. Özellikle Alman arşiv belgelerinin sıralanarak anlatılması dikkati çekmektedir. Açıkçası eserde döneme dair bazı önemli hususlara değinilmekle birlikte detaya girildiğinden çoğu zaman genel resmi görmek zorlaşmaktadır. Ayrıca sosyolojik konuların ve gündelik yaşama dair bilgilerin son derece kısıtlı olması ile tahlil ve değerlendirmelerin azlığı kanımca eserin en önemli eksikliğidir.
İnönü gibi bir adamın ne kadar kötü siyasetçi olduğunu, savaşa girmemek için kurduğu müttefiklikleri nasıl tek tek satarak her seferinde herkesi yarı yolda bıraktığını rahat bir şekilde göreceksiniz. Bence Atatürk’ten sonra İnönü dönemi ülkeyi her alanda geri götürdü ve bu eserde ikinci cildiyle beraber bunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
İnce bir titizlik ve yoğun çalışmanın eseri.