Yıllar sonra da ne zaman gizli bir yerden söz edilse hepimiz terk edilmiş bir elma bahçesi düşledik. Ayaklarımızın altında küçük, kurtlu elmalar ezildi. Kokuya battık. Hasta ağaçların gövdeden ayrılmış dalları, sallanan bacaklar gibi vurdu omuzlarımıza. Bir kuyu bileziği aradık hep. Kolileri kuyuya indirişimizi, ağlayan çocukları anımsadık. Zerre zerre büyüyen bunaltılar ve sırlı hayatlar… Başka türlü bir öykü evreni, başka türlü bir hayat bahçesi… Balkonsuz evin düğün gecesi ve gözlerini gözlerimize diken kargaları… Dünya bazen uysal bir karanlıktı, bazen tarumar olmuş bir gündüz. Pelin Buzluk’un biri Yaşar Nabi Nayır diğeri Selçuk Baran Öykü Ödülü almış iki kitabı bir arada… Durup durup seslenen öyküler.
İki kitabın birleştirilmiş hali bir kitap. Bazı öyküler çok güzel, bazılarını ise okurken biraz sıkıldım açıkçası. Ancak yine de Pelin Buzluk okunmayı hak eden bir yazar.
Pelin Buzluk’un ilk olarak En Eski Yüz’ünü okumuştum. Ne yazık ki bu kitap aynı tadı vermedi. Ha kötü değildi ama son kitap kadar iyi de değildi. İçinde çok çok güzel öyküler de var, ama yetersiz öyküler de mevcut. Genel olarak beklenenin altındaydı.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Pelin Buzluk’a, diline ve yaratıcılığına hayranım. Bu kitabı da yanıltmıyor beni.
Biraz karanlık atmosfere sahip öykülerden oluşan bir kitap. Kış aylarında doya doya okumalık.
Kitabı daha önce de okumuştum, sevmiştim. Başkasına da önermek için alıyorum.
İki kitabın birleştirilmiş hali bir kitap. Bazı öyküler çok güzel, bazılarını ise okurken biraz sıkıldım açıkçası. Ancak yine de Pelin Buzluk okunmayı hak eden bir yazar.
Pelin Buzluk’un ilk olarak En Eski Yüz’ünü okumuştum. Ne yazık ki bu kitap aynı tadı vermedi. Ha kötü değildi ama son kitap kadar iyi de değildi. İçinde çok çok güzel öyküler de var, ama yetersiz öyküler de mevcut. Genel olarak beklenenin altındaydı.