William Shakespeare’in ölümünün 400. yılı dolayısıyla başlatılan “Shakespeare Yeniden” serisi kapsamındaki Cadı Tohumu, Margaret Atwood’un, sanat-hayat ilişkisi; taklit ve yeniden yaratım; Shakespeare’in ve sanatın çağları aşan yorum gücü üzerine hınzır bir ironiyle kurduğu olağanüstü bir roman. Shakespeare ayaktakımı arasında! Shakespeare’in Fırtına adlı oyununu sahnelemeye hazırlanan tiyatro yönetmeni Felix’in işi, yardımcısı Tony’nin düzenlediği bir kumpasla elinden alınır. Yıllar sonra Felix, çoktan ölmüş kızı Miranda’nın hayaliyle bir köşeye çekilmişken, beklediği “Fırtına” bir iş ilanıyla gelir. Fletcher Cezaevi’nde mahkûmlar için düzenlenen “Edebiyat Yoluyla Okuryazarlık Kazandırma Programı”na eğitmen olarak başvurur Felix. Hırsızlardan, yankesicilerden, dolandırıcılardan oluşan cezaevi tiyatrosu, aralarında kumpasçı Tony’nin de bulunduğu bürokratları karşılamaya hazırdır artık. İntikam saati yalnızca Shakespeare’in Prospero’su için değil, tiyatro yönetmeni Felix ve demir parmaklıklar ardındaki ayaktakımı için de gelip çatmıştır. Shakespeare’in soylu dizeleri, ayaktakımının dilinde küstah bir isyana dönüşmüş, mahkûmlar kendi “Fırtına”larını yaratmışlardır.
Damızlık Kızın Öyküsü’nden sonra Atwood’dan okuduğum ikinci eser. İyiki de okumuşum dedirten kitap oldu benim için. Tiyatro daha da özelinde Shakespeare’in Fırtına adlı oyununu konu edinen kitap, oldukça ironik göndermelere sahip. Aradan 400 yıl geçse de tiyatro metinlerinin hele de Shakespeare metinlerinin gerçek hayatla ne kadar bağlantılı olduğunu gözler önüne seriyor. “Yaşam, sürekli değişen, benzerlikleri olabilen ama yinelenmeyen bir tiyatro sahnesi.” demiş Duygu Asena. Boşuna dememiş. Okuyunuz efendim…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Shakespeare Yeniden Serisi’nde sevdiğim kitaplardan oldu.
Önce Shakespeare’in Fırtına’sı okunursa, daha anlaşılır ve keyifli olur kitap. Tabii ki Atwood. Okunmalı, okutulmalı.
Harika bir yazar tüm kitapları ayrı güzel
Damızlık kızın öyküsünden sonra çok yavan geldi, beğenmedim
Damızlık Kızın Öyküsü’nden sonra Atwood’dan okuduğum ikinci eser. İyiki de okumuşum dedirten kitap oldu benim için. Tiyatro daha da özelinde Shakespeare’in Fırtına adlı oyununu konu edinen kitap, oldukça ironik göndermelere sahip. Aradan 400 yıl geçse de tiyatro metinlerinin hele de Shakespeare metinlerinin gerçek hayatla ne kadar bağlantılı olduğunu gözler önüne seriyor. “Yaşam, sürekli değişen, benzerlikleri olabilen ama yinelenmeyen bir tiyatro sahnesi.” demiş Duygu Asena. Boşuna dememiş. Okuyunuz efendim…