Rivayet odur ki, şehr-i İstanbul’da gözlerini gökyüzüne çeviren bir delikanlı, hemen oracıkta âşık oluvermiş gümüş ışıklarıyla şehrin üstünü örten Ay’a. Ay’ın da kendisine âşık olduğunu hiç bilmeden, her gün onu görmeyi dileyerek yaşayıp gitmiş. Ta ki bir gün Ay, ışıklarını şehrin üstünden çekene kadar...Delikanlı artık ay ışığından yoksun İstanbul sokaklarında, izbelerde, dehlizlerde aramış sevdiğini. Sonsuz bir gecede, onun ışığında sonsuz bir uykuya dalmayı dileyerek... Harun Candan, üçüncü romanı Yarım Ay’da, bir aşk ve cinayet öyküsü anlatıyor. Sevdiği kızın ortadan kaybolması üzerine, giderek kendisini de ölüme yaklaştıran izlerin peşine düşen Can, arkadaşı acar gazeteci Ahmet’le birlikte, birbiri ardına işlenen cinayetleri kadim zamanlardan kalan öyküler ve metinler eşliğinde çözmeye çalışırken, estetik ve ölüm arasındaki o ezeli gerilimle, yalnızca yaratarak değil yok ederek de var olan sırlı insan doğasıyla yüzleşecektir. Hikâyecinin ustalığı taklidin kusursuzluğundadır!
Yazarı geçenlerde bir edebiyat programında ilk defa gördüm. Hemen kitapyurdunda kitaplarına baktım. İlgimi çekti ve hemen satın alıp okudum. Çok beğendim. Kurgusu çok güzel ve sürükleyici, anlatım dili çok sade, okuması çok keyifli ve heycanlı, sonu da şaşırtıcı. Bayağı kafamı dağıttı. Çok güzel bir kitap okumuş oldum. Yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Sen nasıl güzel bir romandın. Okurken heyecanlandım, hüzünlendim, umutlandım, korktum ve daha nice duyguları yaşadım. Yazarın Türkçe’yi kullanmadaki başarısına bayıldım. Sadece bir polisiye kitap olarak bakmamak gerek. Mesela içinde geçen tarihî mekânlara gitmeyi ve daha da fazlasını araştırmayı çok isterim; zira büyük bir ilgiyle okudum o bölümleri. Umarım yazarın diğer kitaplarını da okuyup onlardan da benzer tadı alabilirim.
Sahaf olmak, hele ki tüm umudu ve aşkı bir sahafta bulup sonra da… Nasıl tarif edilir? Aşk mesela, tarif edilir mi? Selene, ay tanrıçası ama aşkı tarif etmek de aya kayıkla çıkmaya benzer demiyor muydu Arif kişi? Ya ölüm? Ölümler. Kitaplar. Menkıbeler. Sigaralar. Sonra yine Selene.
Anlatılması güç bir roman “Yarım Ay” ve Harun Candan’ın kalemi. Genç bir yazarın üçüncü romanı, ama sanki şimdiden olgunluk dönemi eseri. Gerçekten iyi bir anlatıcı ile karşı karşıyayız. Polisiye yazarı olarak bilinse de Harun Candan özellikle “Yarım Ay” için türler arası özel ve yetkin bir roman diyebiliriz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Merak ederek kampanyalı fiyatıyla aldim bakalım nasıl bi kitapmiş
Yazarı geçenlerde bir edebiyat programında ilk defa gördüm. Hemen kitapyurdunda kitaplarına baktım. İlgimi çekti ve hemen satın alıp okudum. Çok beğendim. Kurgusu çok güzel ve sürükleyici, anlatım dili çok sade, okuması çok keyifli ve heycanlı, sonu da şaşırtıcı. Bayağı kafamı dağıttı. Çok güzel bir kitap okumuş oldum. Yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Sen nasıl güzel bir romandın. Okurken heyecanlandım, hüzünlendim, umutlandım, korktum ve daha nice duyguları yaşadım. Yazarın Türkçe’yi kullanmadaki başarısına bayıldım. Sadece bir polisiye kitap olarak bakmamak gerek. Mesela içinde geçen tarihî mekânlara gitmeyi ve daha da fazlasını araştırmayı çok isterim; zira büyük bir ilgiyle okudum o bölümleri. Umarım yazarın diğer kitaplarını da okuyup onlardan da benzer tadı alabilirim.
Çok keyif alarak okudugum bir kitap. Yazarın okudugum ilk kitabı. Bundan sonra yazari takibe alacagim.
Sahaf olmak, hele ki tüm umudu ve aşkı bir sahafta bulup sonra da… Nasıl tarif edilir? Aşk mesela, tarif edilir mi? Selene, ay tanrıçası ama aşkı tarif etmek de aya kayıkla çıkmaya benzer demiyor muydu Arif kişi? Ya ölüm? Ölümler. Kitaplar. Menkıbeler. Sigaralar. Sonra yine Selene.
Anlatılması güç bir roman “Yarım Ay” ve Harun Candan’ın kalemi. Genç bir yazarın üçüncü romanı, ama sanki şimdiden olgunluk dönemi eseri. Gerçekten iyi bir anlatıcı ile karşı karşıyayız. Polisiye yazarı olarak bilinse de Harun Candan özellikle “Yarım Ay” için türler arası özel ve yetkin bir roman diyebiliriz.