Kültürlerin de, uygarlıkların da oluşması için dinin, daima bir temel öğe olduğundan hareket eden Akif İnan, bu eserinde İslâm dışındaki uydurulmuş veya özünden sapmış uygarlıkların birer beşeri dalalet olmak bakımından birbirleriyle bir öz yakınlığı belirtir. Ona göre bu sapkın uygarlıklar, öyle zannedildiği gibi birbirlerine aykırı uygarlıklar değildirler. Hepsinin dayandığı, insanoğlunun zihnî ve ruhî spekülasyonudur. Bu spekülasyonsa, çeşitli zamanlarda ve farklı alanlarda değişik görüntülü ürünler vermiş olsa bile, temel endişe bakımından birbirine çok yakın yahut da zıddıyle birbirini andıran; zıddının varlığı yüzünden kendisi de kaim olan ürünlerdir. Hepsi ancak beşerî bir yeteneğin muayyen sınırları içinde mevcut ve mahkûmdurlar. Yeryüzü insanlarını iki ana topluluk olarak, müslümanlar ve müslüman olmayanlar diye ayırdığımız gibi; uygarlıkları da bugün “İslâmî” ve “İslâm dışı” uygarlık diye ayırmak durumundayız, der İnan...
Ufuk açan, yerinde tespitleri olan değerlendiren bir müslüman yazardan okumak oldukça aydınlatıcı. Rönsans,reform ve ütopya denince oluşan güzel havanın altyapısı müthiş analiz edilmiş,Osmanlı’nın çöküşü döneminde İslamcılık,Türkçülük ve Batıcılığın ortak yönleri ve günümüz müslümanların sorunlarının başlangıcı anlatılmıştır.Okuyun…
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Yazarın ifadesiyle; müslümanları ve müslüman olmayanları” anlamak için okunmalı.
Türkiye’de Batılılaşma sürecini anlatan bir eser. Vardığımız konumu anlamak açısından önemli bir eser. Ufkunuzu açıyor.
Severek bitirdiğim bir eserdi sonrasında da sıkça müracaat edeceğimi düşünüyorum
Ufuk açan, yerinde tespitleri olan değerlendiren bir müslüman yazardan okumak oldukça aydınlatıcı. Rönsans,reform ve ütopya denince oluşan güzel havanın altyapısı müthiş analiz edilmiş,Osmanlı’nın çöküşü döneminde İslamcılık,Türkçülük ve Batıcılığın ortak yönleri ve günümüz müslümanların sorunlarının başlangıcı anlatılmıştır.Okuyun…
Üstad Akif kendine özgü bir üslupla ele almış. Güzel kitap..