“Dr. Filiz Aydoğan’ın Serbest Zaman üzerine yaptığı, yayınladığı bu çalışmayı okurken hayatımızın bugünkü şeklinin, sınırlanmışlığının nedenlerini daha derinden düşünmeye, anlamaya başlıyoruz. “(...) ‘Serbest Zaman’ın aylaklıkla yaşanan bir zaman değil, yabancılaşma içindeki insanın, bizlerin özgürleşim arayışının öncesinde, yaşanan hayat tarzımızın alternatifini oluşturacak yaşam pratikleri ile zenginleştirilmiş bir işlik-dışı zaman, düzenin etik anlayışındaki aksaklıkları fark ettirecek insan ilişkilerinin yeşertilebileceği bir zaman olduğunu duyumsatan bir çalışma.” Ünsal Oskay “(...) Çağdaş kapitalizm, gerek büroda gerek fabrikada olsun çalışan kitlelere serbest zaman sağlamaktadır. Ama bu serbest zaman, kapitalizmin sıkıcı çalışma koşullarını yasallaştıran, sistemin etkinliğini sürdürebilmesi için çalışanların sisteme uysalca uymalarını sağlayan tüketici kültürü biçiminde sağlanmakta, böylece serbest zamanda yapılan etkinlikler de kapitalist pazarın genişlik alanına doğru girmektedir. (...) Günümüzde maddi ve manevi değerlerin üretimi, aile, din kurumları, çalışma yaşamı gibi kurumları da aşacak bir biçimde yeni kurumlarla, incelememizin de konusunu içeren kitle sanayii başlığı altında toplayabileceğimiz medya tarafından yapılmaktadır. Bu durumda da, modern dönemde serbest zaman deneyimi, insanın kendisinin olmaktan çıkarak paketlenmiş deneyimlerin tüketimine dönüşmektedir.”
Günümüzde kitle iletişim araçları ile gerçekleştirilen iletişim süreci, mesajı gönderen ile alan tarafın başat kültür alanı içinde anlaşabilmesini gerektirmektedir. Bu iletişim sürecinde, mesajı alan kesimler bağımlı konumundadırlar; eşit ya da özgür değildirler. Çünkü gönderilen mesajlar, mesajı hazırlayan kişilerin değerlerine, normlarına göre önceden hazırlanmakta, bu nedenle de toplumdaki egemenlik ilişkilerini taşıyan başat kültüre göre yorumlanmak zorunda kalmaktadır.İşte bu düşünceden hareketle, kitaptaki yazılar, medyanın günümüzde milyonlarca insanın beyninin şekillendirilmesinde, hatta düşlerinin kurgulanmasında çok geniş bir tekeli elinde bulundurduğu düşüncesinden yola çıkmaktadır. Sadece popüler kültür değil, kitle kültürü hakkında da pek çok düşüncenin yer aldığı bu kitabı medya ve iletişim dünyası ile ilgilenen herkese tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Günümüzde kitle iletişim araçları ile gerçekleştirilen iletişim süreci, mesajı gönderen ile alan tarafın başat kültür alanı içinde anlaşabilmesini gerektirmektedir. Bu iletişim sürecinde, mesajı alan kesimler bağımlı konumundadırlar; eşit ya da özgür değildirler. Çünkü gönderilen mesajlar, mesajı hazırlayan kişilerin değerlerine, normlarına göre önceden hazırlanmakta, bu nedenle de toplumdaki egemenlik ilişkilerini taşıyan başat kültüre göre yorumlanmak zorunda kalmaktadır.İşte bu düşünceden hareketle, kitaptaki yazılar, medyanın günümüzde milyonlarca insanın beyninin şekillendirilmesinde, hatta düşlerinin kurgulanmasında çok geniş bir tekeli elinde bulundurduğu düşüncesinden yola çıkmaktadır. Sadece popüler kültür değil, kitle kültürü hakkında da pek çok düşüncenin yer aldığı bu kitabı medya ve iletişim dünyası ile ilgilenen herkese tavsiye ederim.