Belçika’nın sessiz sedasız kenti Charleroi’da bombalar art arda patlıyor. Ölü ve yaralılar var. Eylemler Tanrı adına, din adına gerçekleştiriliyor. Yerel gazetede stajyerlik yapan kimsesiz Augustin, olayların ortasında kalıyor. Bir yandan asıl suçluyu bulmak için kendi soruşturmasını yürütüyor, bir yandan masum bir çocuğun nasıl teröriste dönüştüğüne şahitlik ediyor. Tüm bunları yapabilmesine yardım eden çok özel bir yeteneği var: İnsanların yüzlerinin ötesindekileri,etraflarında dolaşıp onları iyiye ve kötüye yönlendiren meleklerini ya da şeytanlarını görüyor.
Daha önce Eric Emmanuel Schmitt’in Şişmanlayamayan Sumocu ve Bayan Ming’in Hiç Olmayan On Çocuğu hikayelerini okuyup çok beğenmiştim. Bu roman ikisini de geçti. Tek kelimeyle “mükemmel” bir kitap. Baştan sona muazzam akıyor. Kurgusu sıradışı, sonu hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşiyor. Okurken Tanrı, kutsal kitaplar, insanın özgürlüğü ve iradesi üzerine uzun uzun düşünüp sorgulamana sebep oluyor. Ben çok beğendiğim, herkese okumasını tavsiye ederim.
– Sıradışı bir kurgu, okudukça düşündürten ve sorgulatan bir içerik. Beklenenin ötesinde bir son. Bir film gibi yaşayıp okumanın hazzını veren bir kitap.
– Ve herkese tavsiye edilecek harika bir eser.
Kitap Yorumları - (3 Yorum)
değişik bir konusu var, güzel akıcı bir kitap
Daha önce Eric Emmanuel Schmitt’in Şişmanlayamayan Sumocu ve Bayan Ming’in Hiç Olmayan On Çocuğu hikayelerini okuyup çok beğenmiştim. Bu roman ikisini de geçti. Tek kelimeyle “mükemmel” bir kitap. Baştan sona muazzam akıyor. Kurgusu sıradışı, sonu hiç beklenmedik bir şekilde gerçekleşiyor. Okurken Tanrı, kutsal kitaplar, insanın özgürlüğü ve iradesi üzerine uzun uzun düşünüp sorgulamana sebep oluyor. Ben çok beğendiğim, herkese okumasını tavsiye ederim.
– Sıradışı bir kurgu, okudukça düşündürten ve sorgulatan bir içerik. Beklenenin ötesinde bir son. Bir film gibi yaşayıp okumanın hazzını veren bir kitap.
– Ve herkese tavsiye edilecek harika bir eser.