Bu kitap, Avrupa’da yemeğin tarihini ve bunun iki bin yılı aşkın bir süre içerisinde, Avrupa kültürlerinin evriminde oynadığı rolü ele alıyor. Yemek hayatta kalabilmek ve kültür için bir önkoşul, ulusal ve emperyal ihtirasların itici gücü, üretim ve tüketim biçimi; bölgelerin, sınıfların ve bireylerin kimlik ve statülerinin bir ifade biçimiydi ve hâlâ da öyle.Zor zamanlarda, yaşamın amacı yemeğin aracı haline gelmişti. Savaş ve dağılma dönemlerinde yağma yaygın hale geldiğinde, yamyamlığa bile rastlanıyordu. Bolluk zamanlarında ise, yemeğin lezzeti ve hazırlanışı onun varlığı kadar önemli hale geliyordu. Massimo Montanari’nin de gösterdiği gibi, yemeğin tarihi garip zıtlıklarla dolu. Yakın zamana kadar halk, etleri ve tahılları tuzlayarak ya da kurutarak saklarken, soylular, daha Roma zamanından beri, yiyecekleri mevsim dışında, örneğin çileği kışın, şeftaliyi ilkbaharda yemeye itibar ederlerdi. Şimdi ise yiyeceklerin çoğu yıl boyu bulunabildiğinden, her şeyi zamanında yemek bir ayrıcalık haline geldi. Vejetaryenlik ete ulaşabilirliğin bir göstergesi oldu. Eskiden diyet ne yediğiniz anlamına gelirken, şimdi ne yemediğiniz anlamına geliyor.Avrupa’nın yemekle ilişkisi nadiren düz bir ilişki olmuştur. Bu geniş kapsamlı tarih araştırmasında yazar Avrupa’nın sınıfları, bölgeleri ve ulusları, Eskiçağın alışkanlıklarıyla günümüzün sorunları arasında ustaca gidip geliyor. Tüketim, üretim ve lezzetin içiçe geçmiş evrimini inceleyerek, bunların hem geçmişte Avrupa’nın çeşitli kültürleri ve halkları arasında neyi ortaya koyduklarını hem de bugün ne anlama geldiklerini gösteriyor.
massimo montanari gastronomi literatüründe son derece önemli bir isimdir. bu kitabında da çok önemli bilgiler veriyor. ancak söylemeliyim ki akademik bir dil kullanılmakta. ağır gelebilir.
Keyifli ve başlığının vaat ettiği bilgiyi gerçekten verebilen hoş bir kitap. Hangi sosyal sınıflar, hangi yüzyılda, Avrupa’nın hangi ülkesinde nasıl besleniyordu sorusunun cevabını kitapta bulabilirsiniz..
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Gastrotarih alanındaki bilgimi ilerleteceğini düşünüyorum.
Çok güzel bir kitap. Çok güzel tarihi bilgiler var
Gerçek kıtlığın belirtilerini, nüfusun ve sosyal statünün beslenmeyi ne derece etkilediğini görebileceğiniz bir kitap…
massimo montanari gastronomi literatüründe son derece önemli bir isimdir. bu kitabında da çok önemli bilgiler veriyor. ancak söylemeliyim ki akademik bir dil kullanılmakta. ağır gelebilir.
Keyifli ve başlığının vaat ettiği bilgiyi gerçekten verebilen hoş bir kitap. Hangi sosyal sınıflar, hangi yüzyılda, Avrupa’nın hangi ülkesinde nasıl besleniyordu sorusunun cevabını kitapta bulabilirsiniz..