Gurebâhâne-i Laklakan yani “düşkün leylekler evi”, Hâşim’in; bahçesinde beslenen leyleklere atfen Bursa’daki Fransız konsolosluğu binasına yakıştırdığı isimdir. Bursa’ya dair önemli izlenimlerinin de yer aldığı makalesine bu başlığı verir ve 1928’de başka yazılarını da içeren kitabı yine bu isimle çıkar. Ahmet Hâşim’in diline sadık kalınarak yeniden hazırlanan bu edisyon; Müslüman Saati, Yeni Sanatkâr, Yakup Kadri gibi çokça okunan ve ilgi gören başka kısa yazılarından oluşuyor. “‘İşte Gurebâhâne-i laklakan!’ dedi. Biliniz ki bahçemin bu köşesi hakikat halini almış kendi hayalimdir. Bu harap üç oda ile onları çeviren bu bahçe köşesinde, ömrümün bu son günleri sükûn ve tahayyül içinde geçiyor.”
Ahmet Haşimin deneme tadında kısa yazılarından oluşturulmuş bir kitap. Gazete yazısı tarzında yazılar olduğu için dönemin halet-i ruhiyesinden haberdar olmamızı sağlıyor, bu sebeple her yazı için yazıldığı tarih en azından yıl belirtilmeliymiş diye düşünüyorum, bence yazıların tarihinin belirtilmemesi önemli bir eksiklik. Akıcı olmamakla birlikte özellikle seyahat/yolculuk konseptinde ağır ağır rahat rahat okunabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Dönemi merak edenlere ayrıca tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Güzel hikayelerden oluşmuş basarili betimlemeleri olan mükemmel eserlerden
Dönem eserlerini de okumak gerektiğini düşünenlerdenim. O yüzden meraklılarına öneririm.
Ahmet Haşimin deneme tadında kısa yazılarından oluşturulmuş bir kitap. Gazete yazısı tarzında yazılar olduğu için dönemin halet-i ruhiyesinden haberdar olmamızı sağlıyor, bu sebeple her yazı için yazıldığı tarih en azından yıl belirtilmeliymiş diye düşünüyorum, bence yazıların tarihinin belirtilmemesi önemli bir eksiklik. Akıcı olmamakla birlikte özellikle seyahat/yolculuk konseptinde ağır ağır rahat rahat okunabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Dönemi merak edenlere ayrıca tavsiye ederim.
Köşe yazısı ve deneme yazıları sevenlerin ilgisini çeker yazarın dönemine küçük Bi seyahat
Biraz ağır ama güzel.