“Nereye gidiyordum, hayattan ne bekliyordum? Daha kaç beyaz sayfayı kirletip yırtıp atacaktım? Daha kaç denizde boğulacaktım? Hangi uzak kıyıya vuracaktım? Kaç parçaya ayrılacaktım? Kaybettiğim ruhumu nereden bulacaktım?” Deniz Yelkencioğlu, bir taşra kasabasının kütüphanesinde duvara asılı deniz feneri resmine bakıp bakıp hayaller kurardı. Masum düşleri aşk için cinayet işlediğini sandığında parçalandı. Artık farklı kimliklerle farklı deneyimlere yelken açacak, otoyollarda, uzak çiftliklerde, herkesin unuttuğu kentlerde kurduğu yeni yaşantılar suçlu bir kaçışla sonlanacaktı. Geçmişi ve kasabanın tozlu sureti unutulmaya yüz tutmuştu yavaş yavaş. Yarınsızdı. Ta ki Deniz’ini buluncaya kadar… Her deneyimin kapısı, dünyanın bir ucunda büyülü bir deniz fenerinin bekçilik yaptığı kıyılara açılıyordu belki de. Yaşamı, dünü, bugünü, yarını var eden aşkın kıyılarına…
Yazarın tüm kitaplarını okudum. Her çıkan yeni kitabıyla birlikte yazarlığını; kurgu bütünlülüğünü ve duygu derinliği anlamında geliştiren bir kalemi var. Okunması gereken genç yazarlarımızdan…
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Maceradan maceraya sürükleneceğiniz, çok keyifli bir kitap. Özellikle yazarın 87 doğumlu olduğu düşünülürse yaptığı iş gerçekten takdire şayan
daha çok okunması gereken bir yazar
Yazarın tüm kitaplarını okudum. Her çıkan yeni kitabıyla birlikte yazarlığını; kurgu bütünlülüğünü ve duygu derinliği anlamında geliştiren bir kalemi var. Okunması gereken genç yazarlarımızdan…
Okumanızı tavsiye ederim genç ve yetenekli bir yazar memnun kalacaksınız