Telefonu elime alıp en dipteki odaya koştum. Boğuk, bulanık bir ses geldi önce kulağıma, annemin uzun zamandır duymadığım sesi. Boğazını temizledi bir süre, sonra uzun bir sessizlik. Sabırla bekledim. “Ben,” dedi, “ister miydim bu kadar yaşamayı.” Küçük öksürükler, sonra bir kâğıt hışırtısı. Hecelemeler. Sanırım elinde bir gazete parçası var. Palas Pandıras, kimi zaman takıntıların, kimi zaman da hatıraların yorgun düşürdüğü kahramanlarla dolu. Öyküler, okuyucuyu hayal dünyasının sınırlarında değil, gerçek hayatın sokaklarında gezdiriyor. Sıcacık evlere misafir ediyor. İçeriye girdiğinizde yabancılık çekmiyorsunuz. Çünkü o evlerde, yüzlerini görür görmez mutlaka bir yerden tanıdığınız karakterler yaşıyor.
Türkçeyi başarıyla kullanan yazar, tadı dimağımızda ayrı ayrı güzel izler bırakan güzel bir eser hazırlamış. Kolayca okunan, başarılı bir kitap. Hande Hanım’ı tebrik eder, okunmasını tavsiye ederim.
Dilin akıcılığı ve betimleme inceliğinin bir sinema havasında ruhumuzu okşaması kitaba ayrı bir zenginlik ve güzellik katmıştır. özellikle “Başı dönen eşyalar” öykünüzü okurken benzerliğe çok şaşırmıştım, öyküde bahsettiğiniz sehpa gibi ben de benzer bir öykü de tabureden bahsetmiştim. Sizinle öykümü paylaşmak istedim ama internetten bir email adresinize ulaşamadım. [email protected]. Kitabınızın bir konuk havasında okunması duygusunu verdiğiniz için teşekkür ederiz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Türkçeyi başarıyla kullanan yazar, tadı dimağımızda ayrı ayrı güzel izler bırakan güzel bir eser hazırlamış. Kolayca okunan, başarılı bir kitap. Hande Hanım’ı tebrik eder, okunmasını tavsiye ederim.
İçimizden, bizden, bizlerden öyküler; göremediklerimizi gösteren, düşünemediklerimizi düşündüren…
Kurgular çok güzel, dil akıcı, biçem oturmuş, finaller ilginç…
Yazarına teşekkürler…
Günlük olayların edebi ve akıcı bir dille anlatılmış olması harika. Hem güldürüp hem hüzünlendirdi.
Akıcı bir dil, tadında kalmış hikayeler
Dilin akıcılığı ve betimleme inceliğinin bir sinema havasında ruhumuzu okşaması kitaba ayrı bir zenginlik ve güzellik katmıştır. özellikle “Başı dönen eşyalar” öykünüzü okurken benzerliğe çok şaşırmıştım, öyküde bahsettiğiniz sehpa gibi ben de benzer bir öykü de tabureden bahsetmiştim. Sizinle öykümü paylaşmak istedim ama internetten bir email adresinize ulaşamadım. [email protected]. Kitabınızın bir konuk havasında okunması duygusunu verdiğiniz için teşekkür ederiz.