At Sancısı, Kadıköy’den Karaköy’e, Beyoğlu’ndan Beyazıt’a dokunan; Demokrat Parti iktidarında yükselişe geçen motorlu taşıtların ve mekanik taşımacılığın karşısında gerileyen atlı arabacılığın seyrüseferini anlatan bir ilk roman.Elvan Kaya Aksarı, kadim kelimeleri kullanmaktaki maharetiyle anlamı daha da zenginleştiren ve toplumsal bir olaya değinmesiyle cesur, özgün ve çetin bir işe girişiyor, hatta yüz yıl önce yazılmış klasik romanların rüzgârını estiriyor… Romanda birçok yan karakter arzıendam etse de iki farklı cephenin öncüleri olarak devletin yetiştirdiği ve bir makama getirdiği Barış Bey’i ve handiyse atların emzirdiği, at menkıbeleriyle büyüyen Süleyman’ı görürüz. Romanın ismiyle akıbeti her bakımdan irtibatlıdır. Atlardaki bir türlü anlaşılamayan sancı, aslında bir çağ ağıdıdır. Atlar artık aceleyle kurtulmamız gereken eski bir sancıdır. Romanın başından beri beklenen ve muştu olarak görünen yağmur, atların sancısı dindiğinde başlar. İnkılap muhalifi atlar vurulmuştur. Keyif almamanı anlayabilirim, insan fırsat vermediği şeyin yabancısıdır. Bak bu şehrin ayakları sürekli denize değer de yine de balıktan, bilmem kaç çeşit deniz mahsulünden habersizdir. Yosun kokusunu, balık kokusunu iyi bilir buraların insanı ama iş balığın ismine cismine gelince acemidir. Kaç çeşit balık çıkar, ne zaman hangi deniz mahsulü yenilir, bilmediği gibi merak da etmez. Denize nazır kurulup da böyle karaya saplanan başka bir şehir sanırım yoktur. Senin aran nasıldır balıklarla?
Bir ‘ilk’ roman ve yazarının çok genç (29) olmasına rağmen muhteşem bir dil kullanımı ve tam bir edebi nefaset içeren eser. 1950’li Menderes dönemine, o dönemde ortadan kaldırılmak istenen -Adalar bölgesi hariç- at arabalarının sürücüleri ile siyasal erk çatışması üzerinden ilgili döneme ve o dönemki dile ayna tutan harika bir kitap. Yalnız çok sayıda Arapça/Farsça kelime, divan şiirinden mısralar ve günümüzde handiyse kullanımı ortadan kalkmış ifadeler özellikle genç okuyucuları zorlayabilir. Yaşı 40+ olanlara ya da eski dönemlerdeki olaylara ve kullanılan dile merak duyanlara ‘hararetle’ tavsiye ederim!
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Bir ‘ilk’ roman ve yazarının çok genç (29) olmasına rağmen muhteşem bir dil kullanımı ve tam bir edebi nefaset içeren eser. 1950’li Menderes dönemine, o dönemde ortadan kaldırılmak istenen -Adalar bölgesi hariç- at arabalarının sürücüleri ile siyasal erk çatışması üzerinden ilgili döneme ve o dönemki dile ayna tutan harika bir kitap. Yalnız çok sayıda Arapça/Farsça kelime, divan şiirinden mısralar ve günümüzde handiyse kullanımı ortadan kalkmış ifadeler özellikle genç okuyucuları zorlayabilir. Yaşı 40+ olanlara ya da eski dönemlerdeki olaylara ve kullanılan dile merak duyanlara ‘hararetle’ tavsiye ederim!