Ayaz adım adım Moreno’nun malikânesine doğru ilerliyordu. Bu sırada hava kararmaya başlamıştı, Neto malikâne etrafında sanki Moreno içerideymiş gibi güvenlik önlemi alıştı. Çatı katına ve farklı bölgelere yerleştirdiği keskin nişancılarıyla Ayaz’ı bekliyordu. Ayaz malikâneye gelmiş bir noktada bekleme ye başlamıştı. Neto ne ile karşı karşıya olduğunu bilmiyordu. Moreno ona Ayaz’dan bahsederken çok dikkatli olması gerektiğini söyleyerek onu öldürmek için başından vurması gerektiğini birkaç kez tekrarlamıştı. Ayaz sanıldığı gibi sıradan bir insan değildi. O Zihnini çok iyi kullanan ve bu sayede vücudu ile birlikte kısa mesafeli düşünce hızında seyahatler yapabilen bir tür yaratık olmuştu. Duvarlardan geçemiyor fakat açık alanda iki yüz, üç yüz mtrelik mesafeleri düşünce hızıyla kısa zamanda kat edebiliyordu. Neto malikâneni salonunda içki içiyordu ve onun öldürüldüğü haberini bekliyordu. Birazdan dışarıda bir silah sesi duyuldu ve ağaçlardan birinde gizlenmiş olan keskin nişancılardan birinin telsizden yaptığı anons Neto’nun kulağına geldi: “Hedef imha edildi.”