Kalabalığın içinde dikkat çekmeyen, sıradan bir adamdır Charles Strickland. Tanıyanlar ondan büyük işler beklemez. Kimse onun bir dahi olabileceğini aklının ucundan geçirmez. Ancak Charles'ın büyük bir tutkusu vardır: resim yapmak... Bunun için evini, karısını ve çocuklarını terk eder. Paris'te ufacık bir stüdyoda dur durak bilmeksizin çalışır, çalışır, sayısız resim yapar, üstelik resimlerini sergilemeyi şiddetle reddeder. Sonunda uzun bir yolculuğa çıkar; gözlerini kaybeder ama fırçayı elinden bırakmaz, resim yapmaya devam eder. Somerset Maugham Ay ve Altı Peni'yi yazarken ünlü ressam Paul Gauguin'in yaşamından esinlenmiş. Bu güzel roman, okuruna sanat tutkusunun ne yüce bir tutku olduğunu düşündürüyor; yaratma güdüsünün sıradan bir yaşamı nasıl da kolayca altüst edebileceğini anlatıyor.
Her yazar kendi kahramanına hayrandır belki de, ama kahramanın gösterdiği cüret yazarını bile kıskandırmış belli ki. Hayallerinin peşinden gidebilmek, hatta sırf dürtülerinle bilinmeze atlayabilmek herkese nasip olmaz. İçinde bir nehir varsa eğer akar ve yatağını bulur. İmrenilecek bir öykü, akıcı bir anlatım.
“kitapta yer verilen konu sanat tutkusunun insan a neler yaptırabileceği.harika bir kitap.paul gauguın in yaşamıyla olan benzerlik sayesinde daha etkileyici bir hal almış.karakterlerin hal ve durumları ve özellikle gözlemlerini yazar çok iyi anlatmış.ancak bence sadece sanatla ilgili gibi görünmesine karşın derinlerinde şu soru var”sizin hayatınızı mahvetmek için bir amacınız varmı?”kitaptaki karakterimiz charles sanat için hayatını mahvediyor herkes ondan nefret etse bile umrunda değil ve eminim okuyan herkes kızıyor başta.ama bu onun yaşamı ve kimse bunu soyutlayamaz.ne isterse yapar isterse hayatını mahveder.bu yüzden ona kızmamız doğru olmaz çünkü o doğru olanı yapıyor.amacı için hayatını mahveden bir adam ama sonsuz bir mutlulukla birlikte mahveden.hepimiz mutluluğu aramıyormuyuz zaten…sanırım kitaptan çıkarılması gereken ders amacların bizi ayakta tuttuğu ve onlara sıkı sıkıya bağlanmamız gerektiği bir amacımız olsunki hayatımızın bir anlamı olsun ve bir amacımız olsunki hayımızı mahvedelim bizde…”alınmıştır.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Her yazar kendi kahramanına hayrandır belki de, ama kahramanın gösterdiği cüret yazarını bile kıskandırmış belli ki. Hayallerinin peşinden gidebilmek, hatta sırf dürtülerinle bilinmeze atlayabilmek herkese nasip olmaz. İçinde bir nehir varsa eğer akar ve yatağını bulur. İmrenilecek bir öykü, akıcı bir anlatım.
“kitapta yer verilen konu sanat tutkusunun insan a neler yaptırabileceği.harika bir kitap.paul gauguın in yaşamıyla olan benzerlik sayesinde daha etkileyici bir hal almış.karakterlerin hal ve durumları ve özellikle gözlemlerini yazar çok iyi anlatmış.ancak bence sadece sanatla ilgili gibi görünmesine karşın derinlerinde şu soru var”sizin hayatınızı mahvetmek için bir amacınız varmı?”kitaptaki karakterimiz charles sanat için hayatını mahvediyor herkes ondan nefret etse bile umrunda değil ve eminim okuyan herkes kızıyor başta.ama bu onun yaşamı ve kimse bunu soyutlayamaz.ne isterse yapar isterse hayatını mahveder.bu yüzden ona kızmamız doğru olmaz çünkü o doğru olanı yapıyor.amacı için hayatını mahveden bir adam ama sonsuz bir mutlulukla birlikte mahveden.hepimiz mutluluğu aramıyormuyuz zaten…sanırım kitaptan çıkarılması gereken ders amacların bizi ayakta tuttuğu ve onlara sıkı sıkıya bağlanmamız gerektiği bir amacımız olsunki hayatımızın bir anlamı olsun ve bir amacımız olsunki hayımızı mahvedelim bizde…”alınmıştır.