İskoç yazar Robert Michael Ballantyne’ın ilk kez 1857 yılında yayımlanan “Mercan Adası” romanı, yalnızca genç kahramanların yer aldığı ilk macera romanlarından biridir. Eser, batan bir gemiden sağ kurtulan ve Güney Pasifik’te bir adada mahsur kalan üç gencin başlarından geçenleri konu alır. On beş yaşındaki Ralph Rover’ın gözünden anlatılan romanda ana karakterler, adaya gelen ziyaretçilerin kötülükleriyle ve doğa koşullarının zorluğuyla mücadele ederler.Robinson Crusoe ile başlayan “ıssız ada” temasını ele alan kitap, aynı zamanda William Golding’in “Sineklerin Tanrısı” eserine de ilham kaynağı olmuştur.
Modern klasik Sineklerin Tanrısı’na esin kaynağı olması dolayısıyla özellikle karşılaştırmalı okuma için elzem bir kitaptır. Hikayesi genel olarak herkesin hülyalarını süsleyen cennetten bir adaya düşüş ve sonrasındaki kurtuluşa denk gelmektedir. Gemilerinin batması sonrası düştükleri bir adada 3 kafadarın paylaşım ve mutluluk dolu (ideal) hikayesi ile Sineklerin Tanrısı’ndaki bencillik ve korku (gerçek) hikayesi ile çatışır. Aynı şekilde ilkinde adadan çıkış düzenin bozulmasına atıf iken ikincisinde düzene kavuşmanın ifadesidir. Eser bu anlamları ile kendi başına ancak ‘hikaye’ halini alıp sineklerin tanrısının idealize bir prototipini oluşturabilmektedir. Ayrıca yazar yerli algısını bu derece nobran şekilde yansıtması ile “cennetten ada” idealine katkıda bulunmakla birlikte misyonerlik temelli modernlik “başarısı” iddası ile bir nebze olsun ırkçılıktan kurtulmuş olur.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Hakkında çok tartışıldığını duyduğum, çok okunan bu kitap güzel gibi bence de
Modern klasik Sineklerin Tanrısı’na esin kaynağı olması dolayısıyla özellikle karşılaştırmalı okuma için elzem bir kitaptır. Hikayesi genel olarak herkesin hülyalarını süsleyen cennetten bir adaya düşüş ve sonrasındaki kurtuluşa denk gelmektedir. Gemilerinin batması sonrası düştükleri bir adada 3 kafadarın paylaşım ve mutluluk dolu (ideal) hikayesi ile Sineklerin Tanrısı’ndaki bencillik ve korku (gerçek) hikayesi ile çatışır. Aynı şekilde ilkinde adadan çıkış düzenin bozulmasına atıf iken ikincisinde düzene kavuşmanın ifadesidir. Eser bu anlamları ile kendi başına ancak ‘hikaye’ halini alıp sineklerin tanrısının idealize bir prototipini oluşturabilmektedir. Ayrıca yazar yerli algısını bu derece nobran şekilde yansıtması ile “cennetten ada” idealine katkıda bulunmakla birlikte misyonerlik temelli modernlik “başarısı” iddası ile bir nebze olsun ırkçılıktan kurtulmuş olur.